“Beni serbest bırakın!..”

Yazar:

Yeryüzüne Özgürlük Derneği, Göztepe 60. Yıl Parkı’nda hayvan haklarını savunan bir sunum gerçekleştirdi. Etkinlikte, insanların işaret dilini öğrettiği bir şempanzenin, ilk olarak defalarca “Beni serbest bırakın” dediği dakikalarda yürekler parçalandı.

Sunumda, hayvanların ticari ya da başka amaçlarla kafeslere kapatılması ve özgürlüklerinin elinden alınmasının doğaya aykırı olduğuna dikkat çekildi. Sadece Kadıköy LIFE’ın takip ettiği etkinlikte, Gezi Parkı eylemlerinde hayatını kaybeden göstericiler de anıldı.

HAYVAN SEVGİSİNE DİKKAT ÇEKİLDİ…

Vegan Kollektif Platformu da, evegan beslenmeyi katılımcılarla paylaştı. Yeryüzüne Özgürlük Derneği Yetkilisi Burcu Çelik, hayvan haklarına saygı ve hayvan sevgisine dikkat çekti.

BAKIN BİR ŞEMPANZE İLK KELİMELERİNDE NELER SÖYLÜYOR!..

“Türcülük ve Hayvan Hakları” konulu sunumun ayrıntıları, tüyleri diken diken etti. Kafeste tutulan bir şempanzenin, işaret dilini öğrenmesi ve ardından dile getirdiği ilk kelimeler şu şekilde aktarıldı:

Oklahoma Üniversitesi’ndeki bir araştırma projesinde, 15 yaşında bir şampanzeye işaret dili öğretiliyor. Şempanze, işaret dili ile 140 kelime öğreniyor. Öğrenme sona erdikten sonra şempanzenin iletişimi merak ediliyor, düşünceleri araştırılıyor. Bu kapsamda şempanze ile işaret diliyle iletişime geçen insanlar, kafes içindeki şempanzenin defalarca “BENİ SERBEST BIRAKIN…” dediğini tespit etti. (Paul Harvey, 1980)

SUNUMDAN BAZI AYRINTILAR:

İnsan merkeziyetçi yaşam kültürü, uygarlığın doğa ve hayvan hakları ihlalleri üzerine kurulu… Giyimden eğlenceye, beslenmeden tıp sektörüne kadar hayvanlar sömürülüyor. İnsan türünün bugünkü beslenme alışkanlığı yanlış… İnsanın yaklaşık 2 milyon yıl boyunca, yüzde 80-90 bitkisel beslenmesi gerekiyor. Bu beslenme biçimi şu anda hiçe sayılıyor; sağlıksız bir şekilde et ve yağ odaklı besleniliyor. Bu da kalp-damar hastalıkları, kanser ya da obezite gibi sağlık sorunlarına neden oluyor. Tekrar, doğal beslenme şekli olan vegan & vejetaryen beslenmeye dönülmesi gerekiyor.

HAYVAN SEVER Mİ, HAYVAN SEÇER Mİ?..

Hayvan haklarıyla ilgilenenlere “hayvansever” deniyor, oysa bu doğayı ve hak savunuculuğunu hafife almaktır. Nasıl ki kadın haklarıyla ilgilenenlere “kadınsever” denmez, ya da engellilerle ilgilenenlere “engellisever” denemez; biz de “sever” değil hak savunucusuyuz. Hayvanlara yapılan zulümler herkesin sorunu… Bu sadece vegan ve de vejetaryenlerin problemi değil. Çünkü zulmün sebebi insanlar…

HELAL KESİM ADI ALTINDA HAYVAN KATLİAMI YAŞANIYOR…

Bugün helal kesim adı altında bir hayvan katliamı yaşanıyor. Daha doğar doğmaz erkek civcivler, canlı canlı öğütücü makinalarında parçalanıyor, yakılıyor, kimyasalla zehirleniyor, en olmadı çöpe atılıyor. Pazarlarda satılan rengarenk civcivler, işte bu endüstriden arta kalanlardır.

HAYVANLARI NASIL SÖMÜRÜYORUZ?

Dünyada her yıl milyarlarca hayvan, kürkü için canlı canlı derileri yüzülüyor. Hayvanlar; kozmetik, temizlik malzemeleri ya da tıp sektöründe deneylerde dirikesim yöntemi ile hala canlıyken gözlerine ve derilerine kimyasallar damlatılıyor, zehirli gazlar solutuluyor ve korkunç acılar çekerek öldürülüyor. İnsan fizyolojisi ile hayvan fizyolojisi çok farklı olduğu için bu deneyler güvenli değil. Hem etik, hem de ekolojik nedenlerle deneyler yasaklanmalı… Çünkü doğa alarm veriyor; hayvanlar ve doğa artık rahat bırakılmalı!..

HAYVAN DENEYLERİ GEREKLİ Mİ?

Hayvan deneyleri güvenli değildir. Hayvanlar üzerinde denenmiş ve geçer not almış yüzlerce ilaç, insanların sakatlanmasına ya da ölmesine neden olmuş ve piyasadan toplatılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, piyasada sadece 200 tane ilacın olması gerekiyor. Fakat şu anda piyasada binlerce ilaç var. Tıp sektörü tamamen bir palavra… İnsanların iyileşmesi ya da hastalanmaması için çalışmıyor, tam tersine insanlar ekonomi için sömürülüyor. Çok büyük bir sektör ve tek kaynağı insanların hastalanması… Oysa ilaca ihtiyacımız yok, sağlıklı beslenmeye ihtiyacımız var. Bu yüzden marketten aldığınız yiyecekler sizi beslemez, aksine hastalandırır.

SÜT, KALSİYUM ÇALAR…

Marketten satın aldığınız et ürünün üzerinde, çimenlerin üzerinde yaşayan hayvanlar görürsünüz. Bu tamamen yalan… İnekler, tavuklar, devasa büyüklükteki çiftliklerde birbirinin üzerine pisleyerek yetiştirilirler. Bu yüzden çok fazlaantibiyotik alırlar ve bu insanların bağışıklık sistemini düşürür. İnsan, maalesef kendisini doğadaki en üstün canlı türü sanıyor. Oysa ekosistemdeki milyonlarca çeşit canlıdan hiçbir farkımız yok. İnsanın türcü, yani insan merkeziyetçi düşüncesinin bitmesi ve artık doğayla barışması gerekiyor.

HAYVAN ÖZGÜRLÜĞÜ “SON CEPHE”DİR…

Hayvan özgürlüğü bir kampanya değildir. Yorulduğunuzda veya yeni bir ilgi alanı ortaya çıktığında kenara konulacak bir hobi değildir. Bu bir savaştır! Savunmasız ve masum, tek trajedisi insan olarak doğmamak olan milyonlarca kurbanın bir tarafta yer aldığı uzun, zor ve kanlı bir savaştır. Hayvan özgürlüğü, nihai özgürlük hareketidir, “son cephe”dir.

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın