Emma Lodge, Kadıköy Life’a konuştu…

Yazar:

Dünyaca ünlü İngiliz şarkıcı ve model EMMA LODGE, Kadıköy Life & Haber İstanbul Editörü Adem Giden’in sorularını yanıtladı. “Kiss Amore” gibi birçok parçası ile müzik listelerinde adından söz ettiren yetenekli şarkıcı, başta İstanbul olmak üzere Türkiye’deki hayranlarına “Yakında görüşeceğiz” diyerek çok sıcak mesajlar verdi.

İşte, Romanya ve İngiltere arasında mekik dokuyan ünlü Avrupalı sanatçı EMMA ile çok özel röportajın tüm ayrıntıları:

– Türkiye ve Romanya arasındaki ilişkiler hakkında ne düşünüyorsun? (Özellikle müzik ve sanat alanında)

Türkçe müzikler Romanya’da çok popüler, bizim müziklerimiz de Türkiye’de oldukça yaygın… İstanbul’a her gelişimde, radyo dinlediğim zaman Romanya’nın hit şarkılarını çalarken duyuyorum. Anavatanım Londra’ya döndüğümde ise, birçok İngiliz hit şarkısında Türkçe müzik etkisini duyabiliyorum.

– İstanbul senin için ne ifade ediyor?

Dünyadaki birçok yeri gezdim. Açıkça söylemek gerekirse İstanbul, tüm dünyadaki favori şehirlerim arasında ilk sırada yer alıyor. Yemekleri, insanları ve büyüleyici atmosferi ile sihirli bir şehir İstanbul… Bir gün kalıcı olarak İstanbul’a yerleşebilirim. İstanbul’da olduğum zaman kendimi mutlu ve tamamlanmış hissediyorum.

– Türkiye ve Türkler denince aklına ilk gelenler nedir?

Arkadaş canlısı, sıcakkanlı ve sevecen insanlar… Türkiye’de ailelerin birbirlerine çok bağlı ve samimi olması çok hoş… Ayrıca Türk kültürü ve yemekleri de muhteşem…

– Önümüzdeki süreçte hayranların için ne gibi sürprizlerin var?

Şu günlerde ünlü bir Alman DJ ile üzerinde çalıştığımız bir şarkıyı yeni bitirdim. Bu şarkıya bayılacaklarına eminim!.. Ayrıca, önümüzdeki günlerde Güney Afrika’ya Cape Town’a gidiyorum. Yeni klip çekimini orada yapacağız. Çok güzel bir ortamda gerçekleşecek. Heyecanlıyım…

– Müzik senin için ne ifade ediyor?

Müzik, benim tüm hayatım… Müzik, beni güçlü kılıyor ve hayatımda mutlu olmamı sağlayan şeylerin başında geliyor. Ne zaman moralim bozuk olsa ya da kendimi iyi hissetmezsem, müzik açar ve kendimi kurtarırım.

Müzik ile şöhret ya da hırs için ilgilenmiyorum. Bu sebeple müzik yapan insanlardan da nefret ediyorum. Ve maalesef günümüzde birçok kişi sadece bu sebeplerden dolayı müzik piyasasında faaliyet gösteriyor. Bu beni hasta ediyor. Ben sadece duygularımla hareket ederek müzik yapıyorum. Başlangıçtan itibaren eğer bir şey doğru gelmiyorsa, bunu hissediyor ve derhal sonlandırıyorum.

– Son şarkının performansını ve geri dönüşlerini nasıl değerlendiriyorsun?

Son şarkım iyi bir kırılma noktası oldu. Güzel, akılda kalıcı bir şarkı ve klibi de çok iyi oldu. Klip çekim aşamasında Türkiye’de mükemmel bir ekip ile çalışmak, benim için büyük bir zevk oldu.

– Sana göre bir şarkıcının dünyaya açılmasını sağlayan etkenler nelerdir?

Benim tavsiyem, sürekli denemek ve çalışmaktan vazgeçmemek şeklinde olur. Birçok kez geri çevrilebilir ve vazgeçme noktasına gelebilirsiniz. Çünkü böylesine bir rüya ve kariyeri isteyen çok fazla kişi var. Ama birçoğu ilk engelde pes ediyor. Başarı olanlar ise, sürekli denemeye devam eden ve engelleri aşmaya çalışan kişiler oluyor. Yenilgilerden ders çıkarmalı ve daha güçlü bir şekilde geri gelmelisiniz. Bence bu nokta, tüm diğer işler için de geçerli…

– Dünyada müzik endüstrisinin adil olduğunu düşünüyor musun?

Dürüst olmak gerekirse, hangi ülkede olursa olsun müzik dünyası yozlaşmış bir dünya… Kalbi zayıf olanlara kesinlikle tavsiye etmem. Müzik piyasasında kalabilmek için güçlü ve her şeye karşı hazırlıklı olmalısınız.

– Avantaj ve dezavantajlarını nasıl değerlendiriyorsun?

En büyük avantajım, güçlü bir insan olmam… Genç yaşımda birçok zorluk yaşadım ve müzik sayesinde hepsinin üstesinden geldim. En büyük dezavantajım ise, her şey üzerine çok fazla düşünüyor ve üzülüyor olmamdır.

– Hobilerin, fobilerin?

Müzikten sonraki en büyük hobim aşçılık… Yemek pişirmek, aynı müzik gibi beni mutlu ediyor. Babam, İngiltere’nin en başarılı master şeflerinden biridir. Doğal olarak onun yeteneğini aldığımı düşünüyorum. Bir gün kendi restaurantıma sahibi olmayı umut ediyorum.

En büyük fobim ise, hayatımın kontrolünü kaybetmektir. Zihniniz, sizin en kötü düşmanınızdır. Pozitif hissetmeden önce pozitif düşünmeniz gerekir. Çok fazla düşünmek, bazen büyük problemlere sebep olabiliyor.

– Hayranların ile aranızdaki bağı nasıl ifade edersin?

Onlara hiçbir zaman hayran diye hitap etmem, onlar benim arkadaşlarımdır. Çünkü her zaman beni destekler ve hep orada olurlar. Onları çok seviyorum. Ve gerçekten her biri ile ayrı ayrı buluşmayı arzu ediyorum. İnsanları mutlu etmeyi seviyorum, bu beni de mutlu ediyor.

– Eklemek istediklerin?..

Sadece şunu söylemek istiyorum; Türkiye’ye ve Türklere çok teşekkür ediyorum. İnanılmaz bir ülkesiniz ve yakında görüşeceğiz!..

Teşekkürler…

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın