Son dört dönemdir aynı yönetimin başta olduğu İstanbul Berberler Odası’nda seçim heyecanı yaşanıyor. İstanbul Kongre Merkezi’nde 28 Ocak Pazar günü gerçekleştirilecek genel kurul ile yönetimde değişikliğe gidileceğini öngören muhalif üyeler, yeni yönetimin hem canlılık sağlayacağını hem de kuaförlük mesleğinin ulusal anlamda kaybettiği değeri dirilteceğini düşünüyor.
Konu ile ilgili Kadıköy Life Dergisi’ne açıklamada bulunan İstanbul Berberler Odası Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Murat Dağlı; “Mesleğimiz saygınlığını tamamen kaybetmiş durumda. Dünyada bugün İtalya’ya bakıyorsunuz, meslekte uluslararası anlamda ilk akla gelen İtalya. Biz yönetim olarak mesleğimizin değerlerini önce İstanbul, sonra da ulusal anlamda bir örnek teşkil ederek Türkiye’ye yayarsak, mesleğimizi hak ettiği değerlere getirebiliriz” dedi. Kadıköylü erkek kuaförü Murat Dağlı, sözlerine şöyle devam etti:
ESNAF MEMNUN DEĞİL…
“İstanbul Berberler Odası’nın 28 Ocak’ta yapılacak olan genel kurul seçimlerinde muhalif tarafız. Başkan adayımız Adem Altuntaş. Çok uzun süredir koltuk değişmedi. Yaklaşık dört dönemdir, ki 20 yıla tekabül ediyor. Burada yönetim başarılı olduğundan değil, aslında İstanbul’da olan 6 bin 500 üye oy kullanma hakkına sahipken, yalnızca 1.800 kişi geliyor oy kullanmaya. 1.200-1.300 kişi de zaten kemikleşmiş üye, kısacası kimseye haber vermiyorlar. Koltukta kalmalarının sebebi bu. Esnafın birçoğu memnun değil. Bizim burada yaptığımız şey esnafı bilgilendirmek. Bu, yönetimin büyük bir eksiği, çünkü bilinçli yapılan bir şey. Biz de bütün esnafı tek tek geziyoruz, gezmeye de devam edeceğiz.
YÖNETİM KENDİ ÇALIP, KENDİ OYNUYOR….
İstanbul Berberler Odası, Türkiye’nin en büyük teşkilatlarından biri. Bugün sadece İstanbul’da kayıtlı-kayıtsız 12 bin üye var. Bugün devletin kapısını çaldığında, 5 bin tane üyenin imzasıyla yasa çıkartabiliyorsun. Biz burada teşkilat olarak Türkiye’nin en büyüğüyüz ama, bir kongrede seçime baktığınızda 1.500-1.600 kişi katılıyor. Bu, şimdiki yönetimin en büyük hatasıdır. Burada kemikleşmiş, kendi çevresindeki esnaf var. Kısacası, yıllardır kendi çalıp kendi oynayan bir yönetim var.
MESLEĞİMİZE HİÇ KİMSE SAYGI GÖSTERMİYOR…
Meslekteki saygınlığımız tamamen kaybedilmiş bir durumda. Mesleğimize bugün hiç kimse saygı göstermiyor. Dünyada bugün İtalya’ya bakıyorsunuz, meslekte uluslararası anlamda ilk akla gelen İtalya. Halbuki dünyada en iyi sanat ve zanaat icra eden Türklerdir, ama işin ilginç yanı bizde icraat yok. Eğitim yok, yönetim yok. Böyle olduğu için üretim de yok. Bundan sonraki yönetimi eğer biz alırsak, yönetim anlayışımız bunu değiştirmek yönünde olacak.
AMACIMIZ MESLEĞİMİZİ ÖNCE İSTANBUL’DA, SONRA TÜRKİYE’DE BİR MODEL HALİNE GETİRMEK…
Bugün İtalya’ya, Fransa’ya gidiliyor. Kendimizi temsil edecek hiçbir kozmetik markaya sahip olmadığımız gibi, Fransa’nın ve İtalya’nın markaları üzerinden sponsorluk alıp gidiliyor. Yani para ödeyip gidiliyor. Ama sözde ülke temsil ediliyor. Fuarlara gidiliyor, yenilikler Türkiye’ye getirilmiyor. Mesleğe bir şey kazandırılmıyor. Biz yönetime geldiğimizde bunu önce İstanbul’da, sonra Türkiye’de bir model haline getirmek istiyoruz. Amacımız bu.”
