Temposuyla, değişen fiziki koşullarıyla bazen boğucu hale dönüşen İstanbul’da ufak rötuşlar bile büyük mutlulukları getirebiliyor. Bilinen yaklaşık bin yıllık tarihinde Anadolu’dan dünyaya yayılan lalelerin en özgür olduğu yerlerin ilk sıralarında Kadıköy yer alıyor. Göztepe Parkı’ndan taşıp, Bağdat Caddesi kaldırımlarını boyayan güzeller İstanbul’u o kadar seviyor ki, ağır kaldırım taşlarının arasından çıkıp betona yayılıyor, “Biraz nefes alın” dercesine…
Gün içerisinde milyonların aktığı trafikte özellikle yeni nesil “lalelerin anlamını, önemini ve tarihçesini ne kadar biliyor” tartışılır ancak, oluşturdukları eşsiz görsel şölen nedeniyle lalelerin ruhun derinliklerini okşadıkları kesin…
SEVGİ, AŞK, SAFLIK VE TEMİZLİK KADIKÖY’DEN YAYILIYOR…
Fotoğraf çekerken, hayranlıkla izlerken çoğu kişi bu konuda bilgi sahibi olmasa da lalelerde her renk, ayrı bir anlamı ifade ediyor. Kırmızı “seni seviyorum”, beyaz “saflık ve temizlik”, sarı “sevgi, hoşgörü ve umutsuz aşk”, mor “ilk görüşte aşk, alacalı gözlerin çok güzel”, pembe lale de “şefkat ve sadakat” anlamını taşıyor. Bir zamanlar kırmızı lale uzatılan sevgiliye aşk-ı ilan yapılabilirken, şimdilerde yüz yüze cesareti olmayan bir aşığın kırmızı laleler ile özçekim yapıp arkadaşına göndermesi, “seni seviyorum” demesi anlamına gelebilir, cep telefonlarındaki ikonlar tercih edilmemesi halinde…
BAĞDAT CADDESİ’NİN AKCİĞERİNDE RENKLİ GÖRÜNTÜLER…
10 bin metrekarelik Göztepe Parkı’nda bahardan yaza doğanın yeniden uyanışının en önemli sembolü, laleler… Çiçekli ağaçların yanı sıra Göztepe Parkı dört mevsim yaprak dökmeyen türlerle de doluyken; Bağdat Caddesi’nin akciğerinde en renkli görüntüler, bahar-yaz döneminde lalelerle birlikte yaşanıyor.
AŞK KALDIRIM TAŞI DİNLEMEZ, RENK GÖZETMEZ…
Lalelerle ilgili Kadıköy Life Dergisi objektiflerine yansıyan iki kare, hayli dikkat çekici. Bağdat Caddesi’nde ekili olduğu toprakta yönünü değiştirerek kaldırım taşının altından betona doğru büyüyen kırmızı lale, “Yalnız ama güçlüyüm” der gibi. Diğer yanda Göztepe Parkı’nda umutsuz aşkın sembolü sarı laleler arasından biri, farkıyla dikkatleri üzerine çekti. Sarı lalenin çiçek kısmında en dışını oluşturan çanak yapraklarından sadece bir tanesi kırmızıydı; “Umutsuz aşkta da umut vardır” mesajı verir gibi…
GECENİN BÜYÜSÜ BAMBAŞKA…
Kafeteryalar, bilgisayar ve tabletler başında geçen saatler derken rutinleşen hayatta kaybedilenlerin en başında geliyor, doğanın fark edilemeyen güzellikleri… Bu noktada karanlığı gökkuşağının renklerine boyayan lalelere ve yanı başındaki zengin bitki örtüsüne yapılabilecek gece ziyareti, doğayla baş başa kalınan her dakika, kişinin kendine en güzel hediyelerinden aslında…
İSTANBUL LALESİ’NİN TARİHE GÖMÜLDÜĞÜNÜ BİLİYOR MUYDUNUZ?
Orta Asya Türkleri tarafından Anadolu’ya getirildiği bilinen laleler, topraklarımızdan ilk yolculuğunu Viyana’ya gerçekleştirdi, oradan da kıtalar ötesine, Kanada’ya kadar dünyanın her yerine ulaştı. Ancak 1730 yılında Osmanlı’da gerçekleşen Patrona Halil İsyanı ile birlikte şehir alt üst olunca, İstanbul Lalesi türü de tarihe karıştı. Yaprakları hançere benzeyen, uçları tığ gibi “Cennet Nuru” adı verilen lale türü artık minyatürlerde yaşıyor.
