“TANAP, çok stratejik bir hamle oldu”…

Yazar:

Son dönemde özellikle yurtdışında gerçekleştirdiği projelerle dikkat çeken Genç Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı İlker Alkun, Türkiye’nin enerji gündemini değerlendirdi. Türkiye’nin enerjide doğru hamleler yaptığını kaydeden Alkun, özellikle Kuzey Irak ile yapılan işbirliği ve TANAP (Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi) hamlesinin stratejik önemde olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin jeopolitik konumunun sunduğu avantajların yıllardır gündemde olduğunu söyleyen Alkun, bu durumun hem avantajları hem de birtakım riskleri barındırdığını söyledi. Alkun, konuyu enerji sektörü özelinde değerlendirdikleri taktirde, enerji üretim ve tüketim noktalarının geçiş noktasında olan Türkiye’nin bu anlamında büyük avantajları olduğunu söyledi.

Bölgedeki istikrarsızlıkların sona ermesi veya azalması durumunda Türkiye’nin enerji konusunda önünün daha fazla açılacağını söyleyen Alkun, şu açıklamalarda bulundu:

“Örneğin Irak… Irak’ta kuzeyden güneye Basra’ya kadar birçok projeyi yerinde inceleme şansım oldu. Bugün hem petrolde, hem de doğalgazda önemli bir rezerv ülkesi olan Irak, iç siyasi sorunlar nedeniyle bu kaynağını tam olarak kullanamıyor. Keza İran, ambargolar nedeniyle sıkıntıda… Ortadoğu’da siyasi istikrarın sağlanamaması olumsuz etkiliyor. Ancak bence Türkiye, bugüne kadar kartlarını açık ve doğru kullanıyor. Kuzey Irak ile enerji alanında işbirliğinin artırılarak devam etmesi önemli… ABD’nin baskısına rağmen İran iele ham petrol alışının devam etmesi de olumlu…

TANAP, ÇOK ÖNEMLİ BİR HAMLEYDİ…

Uzun yıllardır gündemde olan Nabucco Boru Hattı’nda gelinen nokta, Türkiye enerji yönetimi tarafından zamanında öngörülerek TANAP hamlesi yapıldı. Özellikle kaynak sıkıntısı nedeniyle Nabucco çıkmaza girmişti. Türkiye, TANAP hamlesiyle tüm Avrupa’ya ‘İşte size boru hattı, işte size kaynak… Ben bunu sizin kapınıza kadar getireceğim. Ondan sonrası size kalmış’ dedi. Bu, çok başarılı ve stratejik bir hamleydi. Ayrıca TANAP ile ulusal arz güvenliği açısından da kritik bir adım atılmış oldu.

Türkiye, Akdeniz’de bulunan muhtemel rezervlerin batıya aktarılması konusunda da en gerçekçi yoldur. Bu, Türkiye’nin bir enerji üssü olması konusunda önemli bir adımdır.”

ÖZEL SEKTÖRÜN PAYI ARTIYOR…

Küresel enerji piyasasında önemli bir güç olmanın önemli şartlarından birisinin de iç piyasada liberal ve rekabete dayalı bir enerji sektörü oluşturmak olduğunu belirten Alkun; “Türkiye, özelikle 2000’li yılların başından itibaren bu alanda önemli adımlar attı. Enerji sektöründe özel sektörün payı her geçen gün artıyor. Elektrik dağıtım özelleştirmeleri tamamlandı. Doğalgaz dağıtım sektöründe İGDAŞ’ın da özelleştirmesi ile yüzde 100 özel sektör yapısına kavuşulacak. Burada İGDAŞ’a bir parantez açmak lazım. Gerek kurumsal yapısı, gerekse milyonlarca abonesiyle dev şirket haline gelen İGDAŞ, müthiş işler başarıyor. Bugün tek başına birçok ülkeden daha fazla doğalgaz dağıtımı yapan İGDAŞ, gözbebeğimiz bir kuruluş haline geldi. Adeta bir özel sektör kuruluşu mantığıyla çalışıyor. Elektrikte üretim özelleştirmeleri de başladı. Bu yönde güçlü bir siyasi irade var. Kısa sürede sorunsuz bir şekilde tamamlanacağına inanıyorum. Doğalgaz ithalatında özel sektörün payı yüzde 25’leri buldu. Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nda yapılacak değişikliklerin ardından bu oran daha da artacaktır” dedi.

ENERJİ BORSASI ÇOK ÖNEMLİ…

Enerji sektöründe özel sektörün ağırlığının artmasıyla liberal bir piyasa yapısına doğru hızla yol alındığını kaydeden Alkun; “Enerji sektöründe liberal bir piyasa oluşturulurken, rekabetçi bir yapının oluşması da şart… Bu anlamda tam olarak hedeflenen noktada olmamamıza rağmen, hızlı bir şekilde yol alınabileceğine inanıyorum. Özellikle enerji borsasının çalışmaya başlamasıyla birlikte, rekabetçi piyasanın altyapısı anlamında önemli bir aşama kaydedilecek” diye konuştu.

İSTİKRARIN ROLÜ ÇOK BÜYÜK…

Ülkedeki siyasi istikrarın, her alanda olduğu gibi enerji sektöründe de istikrarlı bir gelişmenin önünü açtığını kaydeden Alkun; “Her yıl milyarlarca dolar yatırım yapılması gereken bir sektörden bahsediyoruz. Üstelik bu yatırımın kamu tarafından değil, özel sektör vasıtasıyla yapılması gerekiyor. Özel sektörün yatırım kararlarını alırken en fazla önem verdiği hususlar ise, siyasi ve ekonomik istikrardır. Her yıl önemli ölçüde artan enerji yatırımı ihtiyacının bugüne kadar aksamadan özel sektör tarafından gerçekleştirilmesinde, siyasi ve ekonomik istikrarın payı büyüktür. Enerji Bakanlığı’mızın konulara hakimiyeti, gayretli ve özverili çalışmaları da bu gelişmelerin önünü açmaktadır” dedi.

ENERJİ KAYNAKLARININ HAREKETE GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR…

Türkiye’nin gerek enerji verimliliği, gerekse yerli ve yenilenebilir enerji konusunda da son yıllarda önemli gelişmeler yaşadığını kaydeden İlker Alkun, şunları söyledi: “Yerli kömür sahalarının enerji üretimine yönlendirilmesi ile Türkiye’nin cari açığında en büyük pay sahibi olan enerji ithalatı azalacaktır. Yine rüzgar, güneş, hidroelektrik, jeotermal, biyokütle gibi yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının harekete geçirilmesiyle de hem cari açık azalacak, hem enerji arz güvenliğine katkı sağlanacak, hem de çevre sağlığı korunacaktır. Tüm bunlar adım adım gerçekleştirilmelidir” dedi.

HER ENERJİYE İHTİYACIMIZ VAR…

Alkun, Türkiye’nin sürdürülebilir bir arz güvenliğine kavuşmasında nükleer enerji santrallerinin kritik bir rol üstleneceğini söyleyerek, bu alandaki çalışmalara da destek verdi. Türkiye’nin hiçbir enerji kaynağını dışlayacak lükse sahip olmadığını kaydeden Alkun; “Enerji neredeyse onu almalı ve kullanmalıyız. Doğalgaz, petrol, kömür, nükleer ve yenilenebilir enerjiyi verimli bir şekilde kullanmalıyız. Enerji ihtiyacı ekonomik büyümesinden fazla artan bir ülke olarak başka bir seçeneğimiz yok” şeklinde konuştu.

 

Enerji sektöründeki başarılı çalışmalarıyla tanınan Genç Mühdeslik’in Petroleum Istanbul Fuarı’ndaki standı, Enerji Bakanı Taner Yıldız ve EPDK Başkanı Hasan Köktaş tarafından ziyaret edildi…

 

 

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın