“Nefes” almaya ne dersiniz?..

Yazar:

Nefes alış şeklimiz; fiziksel, zihinsel ve ruhsal durumumuz üzerinde bire bir etkilidir. Yapılan araştırmalar, toplumumuzdaki insanların yüzde 90′ının kısıtlı nefes alışkanlığı olduğunu göstermiştir.

İnsanlar, nefes alma kapasitelerinin sadece yüzde 30′unu kullanıyorlar. Yani ihtiyaç olan oksijenin ancak  yüzde 30′unu alıyorlar. İşte bu nedenledir ki  yüzde 30 sağlıklı, yüzde 30 mutlu, yüzde 30 huzurlu, yüzde 30 neşeliyiz. Çünkü nasıl nefes alıyorsak öyle yaşıyoruz. Bu yüzden sabahları yataktan yorgun kalkıyor, çabuk hastalanıyor, yaşlanıyor ve gün geçtikçe mutsuzlaşıyoruz.

Nefes, yaşam demek. Nefes yoksa yaşamda yok. Yemeksiz 30 gün, susuz 3 gün, nefessiz yalnızca 3 dakika yaşayabiliyoruz. İnsanların çoğu doğru, tam, bağlantılı diyafram nefesini kullanamadıklarından dolayı yaşamlarında huzursuz, sağlıksız, mutsuz, yorgun ve neşesizler…

Aslında hepimiz doğduğumuzda tam, bağlantılı nefes alıyoruz. Fakat egonun gelişmeye başladığı 2-3 yaşlarından itibaren nefes alışkanlıklarımızı bozmaya başlıyoruz. Öfke, kıskançlık, suçluluk, değersizlik, başarısızlık  korkusu gibi olumsuz  bir duygu ile kendimizi rahatsız hissedersek nefesimizi tutarız. Böylece o duyguyu baskılayarak kurtulmaya çalışırız. Nefesimizi tutuğumuz zaman ise, söz konusu enerji hücrelere gönderilerek bastırılır.

Yıllar boyu nefesimizi tuttuğumuz için bastırılmış olumsuz enerji birikmiş ve bazı yerlere depolanmıştır. Yapılan nefes çalışmaları, nefes alıştaki limitlerin kalkması, nefes kapasitesinin artması fiziksel, zihinsel ve ruhsal seviyede şifalanmalar sağlar. Nefes; fiziksel, zihinsel ve ruhsal seviyede fayda sağlayan tek etkendir.

TAM-AÇIK NEFESİN FAYDALARI…

Fiziksel olarak:

– Vücudumuzdaki oksijen oranı artar. Bu durum bağışıklık sistemimizin güçlenmesini, hücre yenilenme hızımızın artarak yaşlanma sürecinin yavaşlatılmasını, kalp hastalıklarının tedavisinin önemli ölçüde desteklenmesini sağlar. Dr. Gay Hendriks, “Bilinçli Nefes Alma” adlı kitabında hastalarının bilinçli nefes alma uygulamalarını hayatlarının bir parçası haline getirdiklerinde fiziksel sorunlarında  iyileşmeler olduğunu belirtmiştir.  Dr. Hendriks; “Bunun sebebi, insan vücudunun toksinlerinin yüzde 70’ini nefes yoluyla atıyor olmasıdır. Toksinlerin yalnızca küçük bir bölümü ise ter, idrar ve dışkı yoluyla atılmaktadır. Nefes alma kapasitesi en üst düzeyde değilse toksinlerden tamamen kurtulamıyorsunuz” demektedir. Dr. Dean Ornish ise; “Koroner kalp hastalığı, kalbe gelen oksijenin yetersizliğinden kaynaklanır” demiştir.

– Günümüzde yaklaşık 40 anaerobik türü hastalık vardır. Kanser de bunlardan biridir. Anaerobik, “oksijensiz” demektir. Bu tip hastalıklar, oksijeni olmayan ortamlarda yayılır. Ancak hücreler oksijen ile karşılaştığında bölünme sona erer ve kötü hücreler ölür. Oksijen almanın en etkili ve uygun yöntemi, kendi nefesimizi iyileştirmek ve arttırmaktır. Yapılan nefes çalışmaları sonunda nefes kapasitesi artıp iyileşmektedir.

– Moleküler Biyolog ve Genetisyen  Dr. Stephen Levine, “Hipoksi ya da dokularda oksijen yetersizliği, dejeneratif tüm hastalıkların temel nedenidir” demiştir.

– Nefes kapasitesinin tamamını kullanmak enerji, canlılık sağlar. Ayrıca etkili olduğu alanlar; kronik yorgunluk ve uykusuzluk, sindirim rahatsızlıkları (hazımsızlık, reflü),  alerji ve cilt hastalıkları,  stres, uyku apnesi, astım ve solunum rahatsızlıkları, depresyon, kısırlık, adet öncesi sendromu, kolay doğum, fobiler, panik atak, kronik mutsuzluk, bağımlılıklar (alkol, sigara, yemek, vs.), kronik ağrılar (migren, kas, vs.), alerjiler, kalp ve damar sistemi hastalıkları, hayattan tat alamama hali…

Duygusal ve zihinsel olarak: 

– Nefes kapasitesinin tamamı kullanılmaya başlandığında bilinçaltındaki ve hücre hafızasında birikmiş olan tüm eski negatif kayıtlar, yanlış inançlar,  geçmiş travmaların temizlenmesi sağlanır.

– Stresi yok eder.

– Öfke, korku, tedirginlik, keder, suçluluk duygusu gibi bastırılmış duyguları temizler.

– Hayattan zevk almaya engel olan tüm tıkanıklıkları temizler. 

Ruhsal olarak: 

– Üst benliğimizle olan bağlantımızı sağlar.

– Ruhsal hediyeleri ve rehberliği almamızı sağlayarak her zaman her yerde alacağımız kararlardan, davranışlarımızdan emin olmamızı sağlar.

– Birlik hissinin oluşmasıyla, yaşamımızdaki her şeye ve herkese daha sevgi dolu, anlayışlı ve şefkat dolu yaklaşmamızı sağlar.

Nefes alışkanlıklarımızı değiştirdiğimizde, nefesimizdeki limitleri kaldırdığımızda hayatımızı sınırlayan tüm limitlerden de kurtuluruz. Yüzde 100 faydalı olduğu kanıtlanmış nefes çalışmalarına katılıp doğru nefes almaya ne dersiniz?

Detaylı bilgi için; www.nefesin.com  –  [email protected]

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın