3. Köprü için Ahmet Vefik Alp’in yorumu…

Yazar:

Kadıköy Life Dergisi köşe yazarı Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, mimar ve kentbilimci kimliğiyle yaptığı açıklamada, İstanbul’a yapılacağı açıklanan 3. köprü için “İstanbul’un kara günü” yorumunu yaptı.

İstanbul’a yapılması planlanan 3. Boğaz Köprüsü ve otoyollarının, kentin kuzeyinden geçeceği ve Boğaziçi’ni Avrupa yakasında Garipçe Köyü, Anadolu yakasında ise Poyrazköy mevkiinden aşacağı bildirildi.
 
Kentin çölleşme sürecini başlatacaktır…
 
Bu açıklama, İstanbul’un ölüm fermanının yazıldığının ve gözbebeği kentimizin çölleşme sürecinin yakın bir gelecekte başlayacağının ifadesidir. Yetkililer, İstanbul’un yeşilinin ve suyunun bizatihi inşa edilecek 3. Köprü ve otoyolları ile değil, ancak bundan sonra gelecek kuzeye hücum ve yapılaşmayla tahrip olacağını bir türlü anlamak istememektedirler.
 
İmar Yasası, Kültür ve Tabiat Varlıkları Yasası ve Boğaziçi Kanunu ile üçlü koruma altında olan Boğaziçi’nde dahi; 30.000 civarında kaçak ve 3.000 yıkımı kesinleşmiş, ancak yıkılamayan yapı olduğunu, İstanbul’umuzun binalarının en az % 75’inin kaçak ve ruhsatsız olduğunu hatırlarsak, bu projenin gerçekleşmesi halinde İstanbul’umuzu nasıl bir akıbet beklediğini tahmin edebiliriz.
 
 
Kamu otorite ve düzeni zaafiyetinin en açık göstergesi olan illegal yapılaşmada sicilimiz bu kadar kötü iken, ‘3. Köprü ve otoyollarının çevresinde kaçak yapılaşmaya izin vermeyeceğiz’ demeçlerini bu aşamada ciddiye almak mümkün gözükmemektedir.
 
Açıkça görülmektedir ki, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde yaşadığımız acı deneyim bir kez daha tekrar edecek, ancak bu kez yeşilimiz ve suyumuzun son kırıntıları da tahrip edilerek, İstanbul’un rotası karanlık sona çevrilecektir. FSM yapılırken de köprünün Boğaz kenarlarında giriş çıkış olmayacağı açıklanmış, ancak kısa bir süre sonra her iki tarafa (Kavacık ve Baltalimanı) yonca yapraklı kavşaklar eklenmiştir.
 
Aynı bugün açıklanan 3. Köprü gibi, transit geçiş için yapıldığı söylenen TEM ‘Trans European Motorway’ (Avrupa aşırı Sürat Yolu) çevresinde en az 300.000.000 m2 yeşil alan betonlaşmış ve ‘sözde’ TEM Otoyolu, tampon tampona gidilen bir karayoluna dönüşmüştü. Umarım ilgili Belediyelerin Meclisleri, proje önlerine geldiğinde bu çevre ve doğa kıyımına ortak olmazlar.
 
Son karar verilmeden önce, 3. Köprü ve Otoyolları projesine alternatif proje ve stratejiler; benim hazırladığım çevre duyarlı ‘Transmar Yüzer Geçişi’ ve diğerlerinin, İstanbulluların ve STK’ların önünde bugün ilan edilen proje ile karşılaştırılması gerekir. ‘Ben yaptım oldu’ zihniyetinden vazgeçelim. Projeleri İstanbullularla paylaşalım, tartışalım.
 
Ben bu tartışmaya hazırım. Kaybedersem şapka çıkarır giderim.
 
Kısacası; bindik bir alamete, gidiyoruz felakete…
 
 
 
 
 
 
 
 
k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın