Dünya Kalp Günü’nde kalbinizi koruyacak öneriler…

Yazar:

Dünya’da kalp ve damar hastalıkları, 7’den 70’e; yaş, cinsiyet, ekonomik durum tanımadan sağlıklı yaşam için ciddi bir risk faktörü olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan ölüm oranlarında da, ne yazık ki kalp hastalıkları birinci sıradaki yerini korumaya devam ediyor.

Türkiye’de yaklaşık 1,5 milyon kalp hastası var. Her yıl 300 bin kişi kalp krizi geçiriyor ve bunlardan 100 bini hayatını kaybediyor!

25 Eylül Dünya Kalp Günü’nde, Hisar Intercontinental Hospital Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mustafa Güler ile kalp ve damar hastalıklarında erken teşhisin yeri ve önemi ile kalp sağlığını korumak için dikkat edilmesi gerekenleri konuştuk.

Erken teşhisin en önemli olduğu hastalık grubunda yer alan kalp ve damar hastalıklarının, genel olarak vücudumuzdaki tüm damar sistemini olumsuz yönde etkilediğinin altını çizen Güler; “Ateroskleroz dediğimiz damar tıkanıklığı, kalbi besleyen koroner arterlerde ise hasta kalp krizi ile beyni besleyen karotis (şah damarı) arterinde ise felç ve/veya beyin infarktüsü ile karşılaşabilmektedir. Bu tablolar, kalp damar hastalığın maalesef erken teşhis edilemediği durumlarda en kötü şekilde sonuçlanmalarıdır. Burada vurgulanması gereken en önemli nokta, damar tıkanıklığından etkilenen kalp kasının ve beyin dokusunun infarktüsten sonra canlılığını kaybetmesi ve kendini yenileyememesidir. Bu nedenle hastalar ailelerinde herhangi bir kalp damar hastalığı hikâyesi olmasa bile, 40 yaşından sonra kardiyolojik açıdan periyodik olarak izlenmelidirler. Ailesinde erken yaşta kalp damar hastalığı olanlar ise, daha erken yaşta kontrol altına girmeli ve risk faktörleri elimine edilmelidir” açıklamasında bulundu. 

Diğer hastalıklar gibi fiziksel faktörlerin de kalp ve damar hastalıklarında önemli bir etken olduğuna değinen Güler; “İyonize radyasyon, elektromanyetik radyasyon, gürültü (Özellikle gece saatlerinde trafik ve havaalanı gürültüsüne uzun süre maruz kalanların hipertansiyon açısından artmış risk oluşturduğu saptanmıştır), çevre kirliliği sonucunda daha sık karşılaşılan ağır metaller, toksik kimyasallar ve gazlar kalp damar hastalıklarının artmasına neden olarak gösterilmektedir” diye konuştu.

Tüm bunlara rağmen kalp sağlığınızı korumak elinizde… Yaşam tarzınızda ufak değişikliklerle kalp atışlarınızı sekteye uğratmadan sağlıklı, uzun bir hayat sürebilirsiniz.

Doç. Dr. Mustafa Güler’den sağlıklı yaşam için öneriler:

– Akdeniz tipi beslenmeyi tercih edin; Sebze ve meyveden zengin Akdeniz tipi beslenme kalp sağlığı için idealdir. Günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketin ve doymuş yağlardan uzak durun. Aşırı tuz tüketimini bırakın ve özellikle tuz içeren işlenmiş gıdalardan uzak durun..

– Hayatınızda sporun yerini belirleyin; Düzenli spor yapın. Haftada en az 5 gün tercihen açık havada 45 dakikalık tempolu yürüyüşler yapın.

– Kontrollerinizi aksatmayın; Özellikle 40 yaşından sonra düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyin. Ailenizde risk söz konusuysa bu konuya daha fazla önem verin.

– Stresten uzak durun; Stres altında olduğunuz mesleklere (doktor, pilot, bankacı, muhasebeci, gazeteci, polis vb…) sahipseniz daha dikkatli davranın; stresinizi kontrol altına almayı ve yönetmeyi öğrenin.

– Sigaraya “hayır” deyin; Koroner kalp hastalığı riskiniz sigara içmeyenlere göre yaklaşık 5 kat daha fazladır. Sigarayı bıraktıktan sonra bu risk bir yıl içinde yarıya inecek ve zaman geçtikçe sigara kullanmayanlarla aynı düzeye gelecektir.

– Kilonuzu kontrol altında tutun; Fazla kilolar özellikle kalp hastalıklarının yanı sıra var olan hastalıklar söz konusuysa çok ciddi riskleri de beraberinde getirebilir.

– Değerlerinizi bilin; Özellikle diyabet, kolesterol ve hipertansiyonunuz varsa ilaçlarınızı düzenli olarak kullanın ve kan değerlerinizi periyodik olarak ölçtürün.

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın