Bugün 21 Mart, bugün yine şiir konuşsun!

Yazar: Nusret Karaca

Bugün, 21 Mart.. Bugün, Dünya Şiir Günü … Şiir her yerde, her zaman… “Şiir yaşantının yüreği” der Mehrizat. Arif Damar ise; “Şiir depremdir, gök gürültüsüdür.” Salah Birsel, “Şiir seven insanı da sever” demişti bir söyleşimizde. Ve ben Kadıköy’de buradan, bu sayfalardan katılacağım bu anlamlı güne dizelerimle… Bugün yalnız şiir konuşsun. Şiir hayatın yansıması ise, dizelere ve şaire kulak vermeli bugün… Ne güzel bir söz kalmış belleğimde; “Şiir aklın türküsüdür.” Yine, yeniden, her zaman…

ŞAİR

Bir tek şiir seçti şair
Onca şiir arasından
Hepsi hepsi üç beş dizeydi
Birini ayırdı diğerlerinden
O dize kendisiydi
Çiçeği bir kez kokladı şair
Tomurcuklar açtı düşüncelerinde
Bahar geldi dallarına ağaçların
Her yanı şiir oldu
Tek dizeydi yine
Adı “Sevgi” idi
Bir kere tutuldu şair
Kalemini bir kere kullandı, sevdiği için
Yokluğunda bir kere ağladı
Bir kere düşündü
Yanındayken bir kere dokundu saçlarına
Bir kere sarıldı
Bir kere öptü dudaklarından
Yüreğinde bir yer de ona açtı
Yalnızca bir sözcük
O da “aşk” idi
Gökyüzünü bir kere tanıdı şair
Sonra uçtu gitti güvercin kanatlarından
Uçsuz bucaksız maviliklere
Kalemi de hala ütopyalar peşinde koşuyordu
Yeryüzünde kendince evlendi şair
Bir kızı, bir de oğlu oldu
Kızının adını “Sevgi”
Oğlunun adını da “Barış” koydu
Bir kere doğdu şair herkes gibi
Ama bin kere yaşadı doyasıya
Hep yanında taşıdı kağıdı kalemi
Hep koynunda sakladı
İsim vermedi yazdıklarına
Ne öykü dedi ne de şiir
Başkaları açtılar yüreğini
Baktılar, okudular
Dediler ki “Dolu dolu yaşamış adam”
Her anı şiir
Anladılar ki o “şair”

(Nusret Karaca)

nusret karaca dünya şiir günü 21 mart

PEMBE ZARF

Bir pembe zarf yolla bana
İçinde kurumuş gül yaprakları olsun
Ne bir resim çıksın içinden
Ne de üç-beş satır
Yeter ki ellerin güllere değmiş olsun

(Nusret Karaca)


RENGARENK

Bu kadar mı güzel bakar insan
Mavi bu kadar mı derin
Bu kadar mı yaralar kırmızı
Yeşil bu kadar mı yakar

(Nusret Karaca)


GÖZLERİN

Çok yakından geldi sesin
Dur
Yaklaşma
Bırak
Sende kalsın gözlerin

(Nusret Karaca)


MEVSİM

Dal kuru
Yapraklarda gözyaşı
Suya hasret toprak
İyi ki geldin yeni mevsim
Bak ben karşıladım seni
Yeni şiirlerle kucakla
Unutma
Her AŞK’ın
Her MEVSİM’in şairiyim ben

(Nusret Karaca)


ŞİMDİ

Ben senin gülüşünü özledim
Vapurdan inişini
Şimdi
Kıyılara değil
Yüreğime vuruyor dalgalar
Soruyorsun nasıl geçti diye
Öylesine sıradan bir gündü
Gün battı
Vapur geldi
Sen yoktun
Üşüdüm

(Nusret Karaca)


İNSAN!

Etrafta kan kokusu var
Nefrete bulaşmış el, tetikte
Etrafta barut kokusu
Namlunun ucu kime çevrili
Kim saklar karanlık yüzünü
Etrafta sis var
Etrafta kol/bacak
Utanıyorum
Çık artık ortaya
Nereye saklandın
Ey insan!

(Nusret Karaca)


GÖÇ

Göç mevsimindeyken leylekler
Sen hangisinin kanatlarıyla uçtun gökyüzüne
Bak bulutlar gözüktü ansızın
Yeryüzüne düşmeden yağmur damlaları
Gözyaşları ıslattı bedenimi
Rüzgar mı çıktı ne
Yaz gününde de
Üşür mü insan

(Nusret Karaca)


ARADA

Gece gündüzle
Ne zaman kucaklaşır
Ne zaman ayrılır
Yaşam denen “an”
Araya sıkışan mıdır?

(Nusret Karaca)


BİR MEMLEKET KOKUSU

Dağlarımı verin bana
Özlemişim kekik kokularını
Sırtımdan alın kentlerin yorgunluğunu
Tatlı bir rüzgar essin yanaklarıma
Ovalarımı açın bana
Dallarından meyveler toplayayım ağaçların
Sere serpe uzatayım ayaklarımı
Akan derelerin buz gibi sularına
Köylerimi kurun bana
Kilimler, halılar dokusun köy kızları
Kerpiç duvarların her birinde asılı dursun sazlar
Sevda türküleri okuyayım kulaklarına
Yurdumu gösterin bana
Her yerinde buram buram “biz” kokalım
Sevgi fışkırsın her karışında toprağımın
O zaman
Zeytin dallarından taçlar yapayım saçlarına

(Nusret Karaca)


TARİH KUCAK AÇINCA AŞKLARA

Aşk şiiri
Önce Sümer’de mi yazıldı
Çağlar boyu
Tek mi kaldı dizelerde
“MEZOPOTAMYA”

Sizce Anadolu’da
Yalnızca ana kraliçe miydi
“TAVANANNA”

Ne bekliyordu
Hükmederken
“KLEOPATRA”
Mısır Ülkesi’nden

Tarihlerin not düştüğü
Destansı bir savaş
“TROYA”
Aşkı kim sıkıştırdı araya
Çıkıp biri sormalıydı
“HOMEROS”a

Bir tutku uğruna
”INANNA”
Az mı çektirmişti
Ölümsüzlüğü ararken
”GILGAMIŞ”a

Savaşa son verdi
İki kent
Bir kadın kokusuna
Boşuna mı yazıldı
Koskoca
“LİSİSTRATA”

Zenginlik
Yastık altında saklanan
Para
Bilseydi böyle olacağını
Vazgeçer miydi
Değiş-tokuştan
Uygarlıklar ülkesi
“LİDYA”

Hızla akıp geçer zaman
On binlerce yıl ötesinden
Birileri hesap yapmalı
Neler kaldı günümüze
Yüz kızartıcı savaşlardan
Ve aşktan başka
Ne kalabilir
Yarınlara
‘YÜZYILLAR’dan

(Nusret Karaca)


SORU-YORUM

Söyleyin
Şiirin neresindeyim ben
Öykünün neresinde
Hangi defterin
Yaprakları arasına sıkışmış kalemim
Beynimde
Hiç dinmeyen gel-git dalgaları
Gökkuşağı kaplamış yüreğimde
Söyleyin
Daha kaç aşka yer var

Gecenin karanlığında
Ay mı
Yıldızlar mı
Gündüz
Yüzüme vuran güneş mi
Hangisi aydınlatıyor
Bir şeyler karaladığım sayfaları
Saçlarımı okşayan rüzgarın sesi mi
Kulaklarımdaki uğultu
İçimde çoğalan tomurcuklar
Söyleyin
Hangi yeni baharların müjdecisi

Nusret Karaca - Dünya Şiir Günü

Elini tuttuğum el
Sen misin gerçek dost
Gülümseyen yüz
Sen misin yeni sevgili
Kucakladığım çocuk
Yanakları ellerimde uyuduğum eş
Siz misiniz şiirimin en güzel dizeleri

Sokaktaki yalnız çocuk
Terk edilmiş yaşlı
Ezilmiş kadın
Söyleyin
Hangi öykülerimde
Yer buldunuz kendinize
Peki
Yer kaldı mı
Yeni umut şiirlerine

İz bırakan anılar mı
Düşler mi
Yaşadığımız an mı
Söyleyin
Bu şiirin
Bu öykünün
Neresindeyim ben

(Nusret Karaca)

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın