Feneryolu’nda bir duayen; Zihni Göktay

Yazar: Nusret Karaca

“Ben halkın içinden geldim. Halktan biriyim” diyen nice sanatçılar tanıdım. Sevgi üzerine, barış üzerine nice yapıtlar vermiş; sevgiden yoksun, kavgacı, agresif, egosu yüksek nice şairler, yazarlar…

Ve yine nice sanatçılar tanıdım “içimizden biri”… Bizlerin arasında dolaşıp, etrafına ışık saçan donanımlarından yararlanıp donandığımız…

Zihni Göktay, yılların sanatçısı… Sayısız filmde, dizide, oyunda rol almış… “Lüküs Hayat” ile adeta özdeşleşmiş bir güzel insan, bir bilge kişi, bir İstanbul beyefendisi… Gerçekten “içimizden biri”…

Feneryolu’nda çay bahçesinde, pastanede, fırında, sokakta karşılaştığımızda gülümseyen yüz ifadesi ve sıcak samimi ses tonuyla bir “Merhaba, nasılsınız?” deyişi var ki…

Feneryolu Muhtarlığı Sokağı girişinde ayaküstü sohbetimizi ve okulda öğrencilerimle yaptığı bir söyleşisini tarihe not düşmek gerekir “insanlık ve sanat” adına…

Bir not düşmek istedim elimdeki boş kâğıda, içimden geldiğince… Yeter mi bilemem, ama iyi ki varsın Zihni Ağabey… İyi ki sizi tanıdım. İyi ki Feneryolu’nda senin komşunum…

*     *     *     *

Bu yazıyı kaleme aldıktan kısa bir müddet sonra Zihni Göktay, iki ameliyat birden geçirdi. 28 Aralık Pazartesi günü kendisi ile telefonda konuştum. “İyiyim Nusret Öğretmen. Bir telefon kadar yakınsın biliyorum. Bu aralar tiyatroya ara verdim. Yürüyüşlere çıkıyorum. Dizi olursa düşünüyorum” yanıtını aldım.

Onu fazla yormamak için meşgul etmedim. Sonra elime 2004 yılında benimle ve öğrencilerimle yaptığı söyleşinin bulunduğu Damla Dergisi geçti. Ona şöyle bir baktım. Ardından 3 yıl önce İstanbul Kadıköy Lisesi’nde öğrencilerimle buluştuğu ve onlara sanat dolu dakikalar yaşattığını anımsadım.

Özetle, usta hızla iyileşiyor. Bir İstanbul beyefendisi sanatçıyı, sanatseverler ve komşuları öyle özlemişler ki, adının geçtiği yerde bana soruyorlar.

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın