Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen Gelecek Partisi Kadıköy İlçe Kongresi’nde ilçe başkanı seçilen Metin Orman, son günlerde gündemde olan partisinin merak edilenlerini Kadıköy Life dergisiyle paylaştı. “Gençlerden çok umutluyuz ve onlarla var olacağız” diyen Orman; “Sadece siyaset değil, insani ve sosyal bir alan da yaratmak istiyoruz. Kadıköy’e yakışan da bu” mesajı verdi.
Sorularımızı içtenlikle yanıtlayan Gelecek Partisi Kadıköy İlçe Başkanı Metin Orman ile röportajımızın detayları için buyurun…
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
1987 yılı Gebze Kocaeli doğumluyum. Aslen Karslı bir ailenin çocuğuyum. Babam çok küçük yaşlardayken Kars’tan çıkıp İstanbul’a gelmişler. Tabi göçe çok alışkın bir toplumuz ve biliyorsunuz göç eden insanlarımızın çoğu İstanbul’a gelmekle yetinmeyip, Avrupa’ya da göç etmişlerdir. Baba mesleği olan inşaatçılığı devam ettiriyoruz. Bizden sonraki nesil bu durumu kabul ederler mi etmezler mi, başka işlere mi girerler bilmiyoruz.
Siz mimarlık bölümü mezunusunuz. Peki, siyasete atılımınız nasıl oldu?
İşin gerçeği ben daha önce hiçbir siyasi hareketin içinde bulunmadım. Siyasi bir geçmişim de yok. Yeri geldiğinde CHP’ye, yeri geldiğinde AKP’ye de oy verdim. Dönemin koşullarına göre oldu daha çok. Futbol takımı tutar gibi bir fanatikliğim yoktur. Tabii ki yaş ilerledikçe insanın bazı düşünceleri değişebiliyor.
Ben 33 yaşındayım, evliyim ve 1 yaşında bir kızım var. Bekârken insan bir tek kendini düşünüyor, ancak bir süre sonra evlenince sorumlulukların artıyor. Bir süre sonra çocuğun oluyor ve geleceği görmek istiyorsun. Kişisel bir beklenti olarak değil, memleketin geleceğini görmek istiyorsun. Bizler dünyaya geldik, büyüdük ve yaşayıp öleceğiz. Ancak bizden sonraki nesil ne olacak? Geleceğe bir yatırım yapılması lazım. Son 3-4 yıldır ülkemizin gidişatından hiç memnun değilim. Bir siyasetçi değilim ama yaşamın içinden gelen bir insanım. Ben Kadıköylüyüm ve ticaret yapan biriyim. Haliyle bu durum beni üzüyor. Son 3-4 yılda ekonomik durumu iyiyken bir anda tepetaklak olan insanlar gördüm.
Evet, Türk parasının dolar karşısında değersizleşmesiyle…
Evet, özellikle de papaz krizi… 2018 yılından bu yana Türk piyasasına bir güven kalmadı. Ve bu bir inat uğruna, sadece bir inat uğruna oldu. Emin olun hâlâ da bedeli ödeniyor. Bir günde dolar ve euro 1-2 lira birden arttı ve tekrar bir düşüş olmadı, ki dolar ve euro arttığı zaman kolay kolay düşmez. Dediğim gibi, ben yaşamın içinden geliyorum ve hem mevcut iktidarı hem de muhalefeti, yani bunları gördükçe üzülüyorum. Bu döngü sürekli devam mı edecek diye düşünmeye başladım. Bir siyasetçi olmama rağmen siyasi bir boşluğun olduğunun farkındaydım. Muhalefet eleştiri yaparken iktidarı sıkıştırmalı ve bunu en iyi yapacak olan da onlardan biri. Yani onlardan ayrılmış, onların açığını bilen biri.
Bizim genel başkanımız hem partinin genel başkanıyken hem de başbakanken ihraç edildi. Bu, Türkiye siyasetinde bir ilk. Bu olay, o yurtdışında beraber çalıştığı insanlar için koştururken oluyor. Düşünün, siz koştururken birileri sizin kuyunuzu kazıyor. Haksızlığa uğruyorsunuz ve bizim toplumumuzda da genelde haksızlığa uğrayanın yanında olunur. Mesela esnaf ziyaretlerimizde birebir gördüm, birebir yaşadım. Yeni bir parti olduğumuz için Gelecek Partisi dendiğinde “Babacan’ın partisi mi, Davutoğlu’nun partisi mi?” diye düşünüyorlar. Davutoğlu’nun partisi olduğunu söyleyince bizi bir tebessümle karşılıyorlar ve bu bizi mutlu ediyor.
“İktidarı en iyi onların açıklarını bilen biri sıkıştırabilir” dediniz ama Gelecek Partisi sizin ilginizi nasıl çekti? Partiye katılma hikâyenizi anlatır mısınız?
Onun hikâyesini ben size şöyle izah edeyim; ben hiçbir zaman siyasi bir fanatik olmadım. Ben bir oluşum bekliyordum, ancak Babacan tarafından mı gelecek Davutoğlu tarafından mı gelecek? Aslında ikisinden de bir oluşum bekliyordum ama ayrı ayrı partiler kurdular. Ben Babacan’ı çok severim, kendisinin Ekonomi Bakanı olduğu dönemlerde ülkemiz çağ atladı. Tek adam rejimi ve bir parti duruşu olurdu önceden, ancak o da kalmadı biliyorsunuz.
İlk Gelecek Partisi ilan edilmişti ve ben de onların içinde olmak istedim. Parti tüzüklerini okudum, çok ilgimi çekti. Parti kurucularına baktım, hepsi birbirinden değerli insanlar. İl başkanımız İsa Bey’i de bir Kadıköylü olarak tanıyordum. Onunla iletişime geçtim ve “Bir şeyler yapmak istiyorum” dedim. Bunu siyasi bir hareketlenme olarak değil de toplumsal bir dayanışma olarak görüyordum. Onlar da sağ olsun, İsa Bey’in görevlendirmesiyle ilçe başkanlığı için çalışmalara başladık. Yönetim kurulumuzda 25 asil, 25 yedek, toplumun her kesiminden insan var. Bir Türkiye mozaiği oluşturduk, özellikle kadın üye sayısına çok dikkat ediyoruz. Şu an ana yönetimde 8 kadın arkadaşımız var, ayriyeten Kadın Kollarımızı da kurduk. Biz bir çaba içindeyiz ve inanıyorum ki katılımlar daha da artacak. Diğer muhalif partilerden de destek var.
Bir ilçe başkanı olarak size sormak istiyorum, partinizi birkaç kelimeyle tanımlayabilir misiniz?
Samimi ve korkusuz, çünkü bize fişlenmekten korkan çok fazla insan geldi. Ancak bizim partimiz, 154 cesur insanın öncülüğünde kuruldu. Bunların dışında şunu söyleyebilirim, biz bir halk hareketiyiz. Genel başkanımızın hep söylediği söz; “Her zaman kendimizi anlatalım ve karşı tarafı dinleyelim.” Biz çevremizdeki herkese karşı empatiyle yaklaşıyoruz.
Partinizin geleceğinizi nasıl görüyorsunuz?
Biz muhalefete değil, iktidara oynuyoruz. Tabii duruma göre koalisyon olabilir ama biz iktidar olmayı hedefliyoruz.
Ancak yeni bir partisiniz, olası bir erken seçimde iktidar olabilmek için yeterince oy alabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Biz 7 aylık, daha 1 yılını bile tamamlamamış bir partiyiz. Biz şu an emekliyoruz, yürümemize az kaldı ve daha sonra koşacağız. Yeni olmamıza rağmen 81 ilden 70 küsur ilin başkanlık atamasını yaptık. Yani 260’a yakın ilçenin atama ve teşkilatlanması yapıldı pandemiye rağmen. Kısa sürede Türkiye genelinde hızlı bir şekilde teşkilatlandık. Biz şu an yarın seçim olacakmış gibi çalışıyoruz. Cumartesi günü Kadıköy’de ilçe kongremizi yaparken aynı anda 40 ilin kongresi yapıldı. Hızlı bir şekilde seçime hazırlanma gayreti içindeyiz. Size bir tarih veremeyiz ama biz erken seçim olduğunda seçime hazır gideceğiz.
Geçtiğimiz gün ilçe başkanı olarak seçildiniz. Partinizi Kadıköy’de nasıl tanıtacaksınız, planlarınız neler?
Biz Kadıköy’de etkin siyaset yürütmek istiyoruz. İlkeler üzerine kurulmuş bir partiyiz. İşin gerçeği, biz toplumdan her kesimin olduğu bir halk partisi olmak istiyoruz. Gerek iktidarda gerek muhalefette kaliteden ödün vermeden, ilkelerine bağlı bir şekilde siyasetimizi yürütmek istiyoruz. Bize karşı ön yargılı olunduğunu biliyorum. “Onlar AK Parti’den koptu, AK Parti seçmenine hitap ediyorlar” diyenleri çok duydum. Hayır, kesinlikle öyle bir şey yok ve olmasını da istemiyorum. Biz Kadıköy insanına “Bize oy verin” demeyeceğiz, kendimizi anlatacağız. Ben şunu düşünüyorum, Kadıköy bir öğrenci kenti ve biz bir odamızı öğrenci odası, kütüphane yapmak istiyoruz. Gelen öğrencinin orada dersini çalışmasını, orada ki internetimizi kullanmasını, çayımızı kahvemizi içmesini istiyoruz. Sadece siyaset değil, insani ve sosyal bir alan da yaratmak istiyoruz. Kadıköy’e yakışan da bu…
Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz gün Konya’daydı ve orası kendi memleketi. Eski partisi AKP’ye yönelik de eleştirileri oldu, “Otoriter bir anlayışın temsilcisi oldular” dedi. Genel başkanınızın sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Genel başkanımız hep şeffaflıktan yana oldu ve bu yüzden de ihraç edildi. Kendisi 4 bakanın yargılanmasını istedi. O dönem başbakandı, çok rahat bir şekilde bu konunun üstü kapatılabilirdi, ancak o üstüne gitti. Ahmet Davutoğlu, sükunetle belki bir ihtimal düzelirler umuduyla ayrılış sürecini sessiz bir şekilde yönetti ve bundan birkaç hafta sonra 15 Temmuz hain darbe girişimi oldu. Eğer kendisi birkaç hafta önce “Ben ayrılıyorum, yeni parti kuruyorum” deseydi, bu bölünmeye giderdi ve darbe girişimi çok daha etkili olabilirdi. Bunda, darbe girişiminin etkili olamayışında hocamızın etkisi de büyüktür.
Yeni bir partisiniz ve Z kuşağı artık reşit. Seçim sonuçlarını değiştirmek hâliyle onların elinde. Bu yüzden sormak istiyorum, gençler sizi neden desteklemeli?
Biz parti olarak gençliğe, taze kana önem veriyoruz. İlk kuruluşumuzda geleneksel isimler de vardı, ancak onları geriye attık ve gençlerimizi öne çektik. Çünkü onlar bizim umudumuz. İstanbul’da 30’a yakın ilçe başkanımız var ve yaş ortalamaları 35’in altında. Ben 33 yaşındayım, Pendik İlçe Başkanımız 27 yaşında. Bu bile bir göstergedir. Gençlere verdiğimiz değeri gösteriyor. Gerçekten gençlerden çok umutluyuz ve onlarla var olacağız.
Şöyle bir durum söz konusu, açıkça söylemeliyim ki birçok genç size güvenmiyor. Bunun sebebi de Davutoğlu’nun bir zamanlar AK Parti’de bulunmuş olması. Dedikleri de genelde “Gelecek Partisi, AKP’nin devamı” minvalinde. Gençlerin önyargısını kırabilecek misiniz?
Evet, kırabileceğimize inanıyoruz. Dönemi içinde değerlendirmek lazım. Gençlerimize özellikle tavsiyem parti tüzüğümüzü, parti programımızı okumalarıdır. YouTube’dan genel başkanımızın demeçlerini izlediklerinde düşüncemizi yakalayabileceklerini düşünüyorum. Gençlerimiz için en önemli olan şey eğitim. Bizim genel başkanımız bir akademisyen. Kendisi gençlerin hoşuna gideceği, beğenebileceği bir akademik yapıya sahip. Gençler genel başkanımızı araştırıp, onu izlediği zaman kesinlikle bir kanaat getireceklerdir.
Bu defa size bir Kadıköylü olarak soruyorum, Kadıköy sizin için ne ifade ediyor?
Kadıköy benim hayatım. Ben Kadıköylüyüm. Burada gezdim, burada okudum, burada yaşıyorum. Burası yuvam. Buradan başka bir yerde yaşayamam, çünkü alıştım. Kadıköy, çoğu insanın da buluşma ve ortak noktası. Böyle bir cazibesi var!
Peki, Kadıköy Belediyesi’nin faaliyetlerinden memnun musunuz?
Şu an Kadıköy’ün en büyük problemi şu; Söğütlüçeşme tren istasyonu istikametinde bir AVM yapılması söz konusu ve ben bir mimar, bir Kadıköylü olarak buna karşıyım. Bu Kadıköy’ün yapısını bozacak bir durum ve başkanımız da buna karşı. Bununla ilgili çalışmaları da var. Şu anki başkanımızdan memnunuz, çalışmalarını takip ediyoruz.
