Önüm arkam sağım solum inşaat!..

Yazar:

Kadıköy, tarihinin en büyük sınavlarından birini veriyor. Kentsel dönüşüm deyince dikkatlerin üzerine odaklandığı Fikirtepe bir kenara, Anadolu Yakası’nın incisi Kadıköy artık dev bir şantiye… Yönetmelikte bulunmasına rağmen otoparksız olarak yükselen inşaatlar ise ciddi sorunları beraberinde getirmeye hazırlanıyor. Belediyeler ve müteahhitler el ele verip, yasal sürece rağmen otopark zorunluluğu göz göre göre "suistimal" etmekten kaçınmıyor.

Her köşebaşında bir iş makinesi. Güzelim Bağdat Caddesi artık ana inşaat taşıma arteri… Ara sokaklar iş makinelerince haftalardır kapalı. Vatandaş evine girmekte zorlanıyor…

KADIKÖY’E İŞKENCE EDİLİYOR…

Ada bazında planlı dönüşüm yerine gelişigüzel mahalle arasın inşaat projeleriyle gelecek nesillere sorunlarla aktarılmaya hazırlanan Kadıköy’de tablo hiç iç acıcı değil. Eski yapıların yıkılarak daha küçük metrekarelerde dairelerin hak sahiplerine teslim edildiği projeler, toplum ruh sağlığını önemli ölçüde tehdit eder boyutlara ulaşabilir.

Gelişigüzel yükselen her inşaat  Kadıköy’de yolların genişlemesi, yeşil alanların oluşturulması ve trafik düzeninin oluşturabilmesi ihtimalini sıfıra indiriyor. Ada bazında planlı dönüşüm, yeni yapıların sokak aralarında tamamlanmasıyla imkansız hale gelecek. Kadıköy, kentsel dönüşüm projeleri ve gelecek nesillerin sağlıklı yaşam alanları suya düşecek…

PİLOT MAHALLELER OLUŞTURULMALI…

Kadıköy başta olmak üzere Üsküdar ve Maltepe gibi eski yapıların yoğunluklu olduğu ilçelerde kentsel dönüşüm çalışmalarında vatandaşların taşınabileceği evlerin yetersizliği önemli bir eksiklik… Dönüşüm çalışmaları öncesinde hak sahiplerinin geçici olarak oturabileceği uydu şehirler ve mahallelerin hazırlanması, dünya genelinde önemli bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor.

İNŞAATLARDA DENETİMLER ARTTIRILMALI…

İnşaatlarda mesai saatlerinin dışında gerçekleştirilen çalışmalar, iş makinelerinin trafik düzenini gelişigüzel aksatması gibi ayrıntılar fiziki sorunlar olarak karşımıza çıkarken dönüşümün beraberinde getirdiği manevi problemler de dikkat çekiyor. İnşaat işçilerinin komşu apartmanlarda yaşayan sakinleri düşünmeden aşırı yüksek sesle konuşması ve yer yer argo söylemlerin beraberinde getirdiği rahatsızlıklar, son aylarda sık sık sosyal medyaya da yansıyor.

İnşaat materyallerinin aşırı gürültülü olarak kullanılması; "Burası inşaat gürültü olacak" mantığıyla birleştiğinde ise şehir merkezinde ciddi sorunlar yaşanabiliyor…

YENİ BİNALARDA İZOLASYON YETERLİ Mİ?

Son yıllarda yasal düzenlemelere rağmen izolasyonların yetersiz olduğu yönünde şikayetlerin arttığı yeni yapılara yönelik sıkça gündeme gelen benzetme; "Kağıttan binalar…" Üst komşunun topuk sesleri, yan komşunun tüm konuşmalarının net bir şekilde duyulabildiği binalar, Avrupa standartlarına göre bir hayli kalitesiz yaşam standartları sunuyor.

BİNALARA OTOPARK ZORUNLU AMA?

Yönetmeliklere göre yeni yapılan her binada otopark zorunlu. Ancak otoparklara yönelik "istismar" bizzat belediye yönetimleri ve müteahhitler  tarafından göz göre göre gerçekleştiriliyor. Suistimal şöyle gerçekleşiyor;

1994 yılında çıkarılan Otopark Yönetmeliği’nin 4. maddesi; “Binayı kullananların otopark ihtiyacının bina içinde veya parselinde karşılanması esastır. Ön ve yan bahçe mesafeleri otopark olarak kullanılamaz. 81-120 m² arasındaki 2 daire için en az 1 otopark,  121-180m² arasındaki daireler için en az 1 otopark yapılması zaruridir. Otopark alanı binek otolar için en az 20 m² dir” diyor. Yönetmelikte böyle yazsa da, otopark zorunluluğu iki şekilde suistimal ediliyor…

Müteahhitler inşaat izni alırken bina projesinde otoparka da yer veriyor. Yapı Denetim Şirketi, Proje Müellifi ve Şantiye Şefi doğrudan sorumlu olduğu için inşaat sürecinde bir değişiklik yapılamıyor. Ancak inşaat tamamlanıp Yapı Kullanma İzin Belgesi (iskan) alındıktan sonra, yetkili kişilerin sorumlulukları ortadan kalkıyor. Suistimal de işte bu aşamada gerçekleştiriliyor. Otopark olarak ayrılan bu yerler daire veya dükkana dönüştürülüyor. O aşamadan sonra bu kanunsuzluğa belediyenin müdahale edebilmesi için ihbar edilmesi ya da bölgeden sorumlu mıntıka mühendisinin bizzat tesbit etmesi gerekiyor. Büyükşehirlerde bu şekilde çok sayıda bina olduğu halde, belediyelerin müdahale ettiği bina sayısı ise oldukça az.
Bina otoparklarında hayli yaygın olan ikinci suistimal şekli de, otopark yönetmeliğinde özel durumlar için getirilen bir kolaylıktan faydalanarak yapılıyor. Aynı yönetmeliğin 9. maddesinde, "otopark yapılması mümkün olmayan durumlarda belediyeye araç başına belirlenen rayiç bir bedel üzerinden harç ödenmesi" halinde, otopark zorunluluğunun ortadan kalkacağı yazıyor. Belediyelerin de topladıkları bu paralarla o bölgede halka ücretsiz otopark yapması gerekiyor. Ancak zorunlu haller için getirilen bu kolaylık müteahhit-belediye işbirliği ile suiistimal ediliyor.

Belediyelerin 2013 yılı için belirlediği otopark harcı araç başına 10 bin lira civarında… Örneğin; 20 dairelik bir apartman yapan müteahhit, binanın altına 20 araçlık otopark yapmak yerine belediyeye 20×10=200 bin lira harç ödediği zaman bu şarttan kurtulmuş oluyor. 20 otomobil için en az 400 metrekare ayırmak zorunda olduğu alana da, fazladan 4 daire veya 8 dükkan daha yapıp kazancına kazanç katabiliyor.

1994 yılından bu yana belediyeler otopark harcı olarak vatandaştan milyarlarca lira para topladı.19 yılda sadece İstanbul’da toplanan para 1 milyar liranın üzerinde..Yasaya göre belediyelerin bu paralarla ile halka bedava otopark yapması gerekiyor.

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın