4 Eylül 1919… Sivas Kongresi 101. yıl!

Yazar: Nusret Karaca

Manda ve himayenin kesinlikle kabul edilemeyeceği, tüm yararlı cemiyetlerin Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti altında toplanacağı kararı, Sivas Kongresi ‘nde alındı. Kongreyi engelleme çabaları ve de kongrede çıkarılan zorluklara rağmen… Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın hazırlık dönemindeki önemli bir basamağı…

Emperyalist güçlere karşı mücadele verip, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atanları bir kez daha şükranla anıyorum. Ve bugün anısına, İstanbul Kadıköy Lisesi (Kadıköy Kız Lisesi) camiasının yaşaması ve daha da gelişip güçlenmesi amacıyla büyük emek veren eski okul müdürlerinden Ahmet Figankaplan hocamın bir yazısını paylaşıyorum:


Sivas Kongresi ‘nin son günleri idi. Meşhur TIME dergisinin muharrirleri Sivas’a gelmiş, Mustafa Kemal Paşa ile mülakaat yapmak için imkanlar aramış ve bulmuşlardı. Mülakatın sonuna doğru gazeteciler; “Paşam, bu kadar mücadele ediyorsunuz, çalışıyor, çabalıyor, büyük emek ve gayretler sarf ediyorsunuz. Bütün bunlara rağmen başarılı olamazsanız ne olacak?” diye sordular. Belli ki Paşa’yı anlayamamışlar ya da anlamak istememişlerdi.

Sivas Kongresi

O günlerde hemen herkes; “Ya ABD’nin ya da Britanya’nın koruyuculuğu altına sığınmalıyız. Zira, tamamen yok olmaktansa manda ve himaye altında hayatiyetimizi devam ettirmek daha evladır” diye düşünüyordu. Ancak, Mustafa Kemal Paşa yokluk ve yoksulluğun kol gezdiği, devam edegelen savaşlarla sıkıştrıldığımız Anadolu’da da tam bir felaketin yaşandığı ortama rağmen sessiz bir mucizenin, ezeli bir fecrin, mülevven nurlu bir sabahın gerçekleşeceğini biliyor gibi “Ya istiklal ya izmihlal” diyordu.

Gazetecilerin yukarıdaki soruları karşısında Mustafa Kemal Paşa’nın gözleri ateş gibi parladı. Ve muharrirlere “Herşeyi yaptıktan, bütün tedbirleri aldıktan sonra başarısızlık gibi bir sonuç düşünülemez. Behemehal başaracağız” diye cevap verdi. İşte; yüksek dehasının kudretini ve büyük devletler kurma kabiliyetini hep ispat eden, yüce milletinin enerjisinden tamamen emin olan bir lider! İşte; vicdanını satmadan, idrakini kendi güçlü iradesinin kontrolünde tutan en manalı yücelik!

4 Eylül’de her karışı tarih ve kültür kokan, sultan şehir, güzel Sivasımızın bir mektebinde, kongreye gelebilen bir avuç vatansever arasında akla ve kalbe çok ihtişamlı ilhamlar veren, çetin müzakereler ve titrek heyecanlarla dolu ateşin konuşmalar cereyan etmiş ve kararlar alınmıştır. Bu coşku ve bu kararlar, birçok kordan çıkan tek bir sıcaklık gibi, yakın geçmişimizden günümüze füsunlu menkıbeler taşıyan görkemli mektebin taş duvarlarında yankılanmış, bu ruhani manzara duvarların ötesine, bütün ülkeye ve dünyaya taşmıştır. Hüzünlü bir tevekkül içinde bekleyen aziz milletimize büyülü ve sıcak bir umut olmuştur.

Onun için 4 Eylül; ırmakları yara yara, dağları seke seke geçip yurdumuzu hep aydınlatacak sönmez bir ışık, fanilerin anlama sınırlarını aşan ölümsüz bir ruh olarak bütün zamanlar süresince yaşayacaktır. Mağrur şehir Siıvas’ımıza, yiğit Sivaslı hemşehrilerime ve büyük milletimize kutlu olsun…

Ahmet FİGANKAPLAN

Tablo: Gülseren Südor

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın