Bugünlerde herkesin sıkça söylediği söz, “Normal yaşamımıza dönsek” oluyor. Oysa bu büyük felaketi, bizim o normal dediğimiz yaşantımız getirdi.
Dünyada bulunan canlılarla birlikte tabiat halkasının bir parçası olduğumuzu unutup, halkada bulunan tüm varlıkları (canlı/cansız) hoyratça kullandık. İnsanlar tabiat aleminin parçası olmaktan çıkıp, tabiatı sadece kendi menfaatleri için kullanan ‘diktatörler’ oldular.
Şimdi gözlerimizin göremediği küçücük bir virüs tüm insanları esir aldı; aylardır kapalı tutuyor, çıkanı öldürüyor. Tıpkı bizim dünlerde yaptığımız gibi… Haydi insanlık, kullanın yıllardır yaptığınız atom bombalarını… Bu vürüs hava yolu ile bulaşıyor; kullanın hava savunma sistemlerinizi, patriotları, S-400 füzelerinizi…
Şimdi bir kez daha anlamalıyız ki biz bu tabiatın bir parçasıyız ve hep birlikte, birbirimizi yok etmeden yaşamalıyız. Dereler özgürce akmalı, üç kuruşluk altın için yok etmemelisin güzelim bitki örtülerini, bulamazsın Karadeniz’in yeşilini, Kaz Dağları’nın oksijenini…
Aslında bir fırsat yakaladık…
Sevdiğim bir atasözümüz var; “Bir müsibet, bin nasihattan iyidir” der. Nasihatları kimse dinlemedi ama şimdi başımıza gelen müsibet, bizlerin bu gezegende ne denli büyük tahribat ve dengesizlik yarattığımızı görmemizi sağladı. Aslında bu durum, bize her şeyin nasıl daha iyi olacağını da gösterdi.
Burada uzun uzun yazmama gerek yok; insanların evlere tutsak olduğu bu birkaç ayda, dünya kendi kendini temizliyor. Deniz ve hava kirlenmelerinin azaldığı bugünlerde, tabiat ve diğer canlılar özgürce yaşamanın tadını çıkarıyorlar. Birçok yerde diğer canlıların yaşam alanlarını istila eden insanlar evlerden çıkamayınca, meydan o canlı türlerine kaldı.
Kadıköy’den evvelce Prens Adaları gözükürken; eve kapandığımız bugünlerde önce Bandırma, son günlerde Uludağ görülmeye başlandı. Nesil olarak ilk kez bu kadar temiz bir hava soluyoruz. Gelin, Covid-19 ile mücadele edelim ama ona kızmayalım. Kendimize kızalım! Tabiatın dengesini bozacak bu kadar karar alınıp, katliamlar yapılırken neden sustuk?
Nerede olursa olsun tabiatın dengesini bozacak her davranış, artık insanlığın ortak sorunu olmuştur. Geçmişte anormal yaşamışız, şimdi bunlardan aldığımız derslerle gelecek kuşakları da düşünerek, özgürlük içerisinde ‘olması gereken normal’ bir yaşama dönmemizi diliyorum.
