Uyku ve sağlığımız…

Yazar:

Günümüz insanının dile getirdiği önemli sorunlardan birisi de uykusuzluk… Uyumak istiyor, uyuyamamanın etkisiyle zor zamanlar geçiriyoruz. Kaliteli uyku uyuyamamak, uykuya ihtiyacımız olduğu halde bu ihtiyacımızı karşılayamamak, çoğumuzun ortak sıkıntısı… Yorgunluğun bağışıklık sistemimizi zayıflatması ve hastalıklara açık hale getirmesi, bedensel ve psikolojik sorunlarımızın artmasına neden oluyor.

Bayındır Hastanesi İçerenköy, Uyku Bozuklukları Merkezi’nden Prof. Dr. Firuz Çelikoğlu, uykuyla ilgili doğru bildiğimiz yanlışlara dikkat çekerek, konu hakkında bize şu açıklamalarda bulundu:

UYKU, BEYNİMİZİN DİNLENDİĞİ SAKİN BİR DÖNEMİDİR – YANLIŞ

İnanışların tersine uyku, gözümüzü kapatıp açana kadar geçen, sakin, homojen bir beyin süreci değildir. Birbirinden çok farklı karakterleri olan üç değişik uyku yapısıyla gerçekleşen çok dinamik bir süreçtir. Uykuya yüzeysel uyku ile girilirken, bunu derin uyku dönemi takip eder, uykuya girdikten yaklaşık 80 – 90 dakika sonra “REM uyku dönemi” olarak tarif edilen hızlı göz hareketleri uykusu başlar. Bu dönemde beyinde enerji en aktif seviyesinde gözlenir, beyin dalgaları testere dişi şeklini alır, kalp hızlanır, penis ereksiyona geçer, kan basıncı yükselir, kaslar felç olur. Bu uyku döneminde uyandırılırsak rüyalarımızı hatırlarız. Bundan dolayı bu uyku dönemine ‘rüya uykusu’ da denilir.

Uyku dönemlerinin yetersiz olması,  düzenlerinin bozulmasıyla ortaya çıkan uyku hastalıkları; yorgunluklar, depresyon, bağışıklık sisteminin çökmesiyle görülen enfeksiyon hastalıkları,  yüksek tansiyon,  kalp krizi,  kan hastalıkları, cinsel fonksiyon bozuklukları, inmelere neden olabildiği gibi, genel sağlığımızın da bozulmasına yol açar.

HERKES İÇİN 8 SAAT UYKU GEREKLİDİR – YANLIŞ

8 saat uyku süresinin ortalama olarak yeterli olduğu söylense bile, bu durum yaşlara göre değişir. Örneğin; bebeklerde ihtiyaç duyulan uyku süresi 12-16 saat, erişkinlerde ortalama 7-8 saat, yaş ilerledikçe ihtiyaç duyulan uykunun süresi ise 4-5 saattir. Bazı kişilerde düzenli uyku yapılarıyla 3-4 saat uyku bile yeterli olmaktadır. Yüzeyel, derin ve REM uykusu olarak tarif edilen 3 farklı uyku karakterinin bir düzen içinde ve yeterli oranda elde edilmesiyle sağlıklı, yeterli bir uyku oluşur.

UYKUYLA DEPRESYONUN BİR İLİŞKİSİ YOKTUR – YANLIŞ

İyi ve sağlıklı bir uyku, sabah dinç ve dinlenmiş kalkmak anlamına gelir. Yorgun görüntü ve gün içinde uykululuk hali, uyku bozukluklarının başlıca belirtisidir. Bu durum, gece uykuda ortaya çıkan birçok anormalliğin sonucu olabilir. Bizi bir doktordan diğerine götüren ve nedenini anlayamadığımız depresyon,  yüksek tansiyon ve bağışıklık sisteminin çökmesi gibi birçok rahatsızlığın baş sorumlusu uykusuzluktur.

UYKUDAN HEMEN ÖNCE YAPILAN SEKS VE AŞIRI EGZERSİZ UYKUYA DALMAMIZI KOLAYLAŞTIRIR – YANLIŞ

Yanlış olan düşüncelerden biri de budur. Seks ve aşırı egzersiz sırasında artan vücut ısısı, kan basıncı ve kalp hızının tekrar dengeye gelmesi için geçen süre, ilk uyku periyodunu geciktireceğinden, kişinin uykuya dalması da gecikebilir. Cinsel isteksizlikler, penis ereksiyon bozukluğu, çoğunlukla uyku bozukluklarıyla oluşan sağlık sorunlarımızdır.

ALKOL UYKUYA DALMAYI KOLAYLAŞTIRIR – YANLIŞ

Alkol, uyku yapısında kısa süreli uyanıklıklara neden olduğu için kaliteli bir uyku sağlayıcı değildir. Kişi uykuya alkolün etkisiyle dalsa da, kaliteli bir dinlenme süreci geçiremediği için sabah yorgun halde ve baş ağrısı ile uyanır. Unutulmaması gereken en önemli şey, uykudan önce alkol alma alışkanlığının uyku yapısında kalıcı bozukluklara yol açarak, ‘uykusuzluk hastalığına’ neden olmasıdır.

UYKUSUZLUK İÇİN İLAÇ ALMAK GEREKİR – YANLIŞ

Uykusuzluk, her 3 kişiden birinin yaşadığı önemli bir sağlık sorunudur. Bu sorunun iki haftadan fazla sürmesi ‘uykusuzluk hastalığı’ olarak değerlendirilir. Bu hastalığın tedavisinde başı ağrıyana aspirin verilmesi gibi uykusuzluk şikâyeti olana da uyku ilacı önerilmesi, yapılan yanlışların en büyüklerindendir. Çünkü uykusuzluk nedeni anlaşılmadan verilen uyku ilaçları, kalıcı uyku düzensizlikleri yapabilir. Bu nedenle uyku tetkikleri yapılmadan tedaviye başlamamak gerekir.

 HORLAMA UYKU BOZUKLUĞU DEĞİLDİR – YANLIŞ

Horlama, uyku esnasında üst solunum yolu kas yapısının bozulmasıyla nefes alma güçlüğü oluşması ve bunu açmak için yapılan zorlu solunum esnasında titreşen dokuların sesidir. Bu durum, uyku yapısını parçalamakta ve kişide uyku bozukluğu yapmaktadır. Uykuda solunum kesilmesi gibi belirtileri olan horlama; yüksek tansiyon, kalp krizi, inme gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Sabah yorgun kalkılması ve gün içi uykulu durumlar, mutlaka tedavi gerektirir.

YÜKSEK TANSİYON UYKU BOZUKLUĞU NEDENİ DEĞİLDİR – YANLIŞ

Kişide horlama ve yüksek tansiyon şikâyeti varsa, ‘uyku apne’ hastalığı (uykuda nefesin kesilmesi) olabilir. Bu kişilerde zaman içinde kalp krizi ve inme gibi kalp damar hastalıkları gelişebilir. Cinsel fonksiyonları bozulur, sosyal yaşantıları isteksizlik, unutkanlıklar şeklinde etkilenir. Otomobil kullanırken uykuya dalma, bu hastalığı olanların trafik kaza riskiyle, kendisi ve yakınları için en büyük hayati tehlike yaratan durumlarıdır.

ÇOCUKLARDA UYKU BOZUKLUKLARI GÖRÜLMEZ – YANLIŞ

Bu da yanlış inanışlardandır. Çocuklarda ve özellikle bebeklerde, sindirim sistemi, yanlış çevre koşulları, açlık durumları, yetersiz beslenme, susuz kalma ve bazı hastalıklar, uyku bozukluklarına neden olabilir. Bu anlamda çocukların da uyku sorunları yaşadığını söylemek mümkündür.

Uyku nasıl incelenir?

Polisomnografi Laboratuvarları (Uyku inceleme laboratuvarı): Uyku esnasındaki biyolojik aktiviteler, doğal gece uykusu esnasında elektrot adı verilen küçük altın disklerin baş derisine yapıştırılmasıyla, beyin bioelektriksel aktiviteleri kaydedilerek uyku yapısı incelenir. Bu elektrotlar hiçbir batırma, acı veren bir işlem yapılmadan sadece yapıştırılır. Hastada elektrikle ilgili hiçbir temas olmaz. Solunum hareketleri ve horlamayı ölçmek için göğüse ve karın çevresine elastik duyarlı bantlar yerleştirilir. Bunların hiçbiri acı veren rahatsız edici işlemler değildir.

Polisomnografi Labarotuvarı’nda nasıl uyunur: Laboratuvar uyku odası, ev ortamını aratmayacak görünüşte, açılabilir penceresi, televizyonu, banyosu, tuvaleti olan tek kişilik bir yatak odası şeklinde hazırlanmıştır. Teknik aletler ve uyku laboratuvar teknisyeni ayrı bir odada bulunur. Siz rahatlıkla sağa sola dönebilir, tuvalete kalkabilirsiniz. Uyku laboratuvar teknisyeni video monitörden ve bilgisayardan sizi devamlı izlemektedir. Odanızdan kendisiyle konuşabilirsiniz. Uyku testi için gece saat 20.00’den sonra karnınız tok olarak gelmeniz gerekmektedir.

 

 

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın