Yeldeğirmeni’nde yenileme koruma amaçlı olmalı..

Yazar:

Kadıköy’ün rıhtıma inen yokuşlarından muhteşem deniz manzarasının göründüğü, rüzgârı ile ünlü Yeldeğirmeni, geçmişten günümüze uzanan mimari unsurları ile dikkat çekiyor. Burada mutlu bir çocukluk geçiren ve semtin sivil mimarisi ile yakından ilgilenen TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Anadolu 1. Bölge Temsilciliği Başkanı Arif Atılgan’la Yeldeğirmeni’ni ve Kadıköy Belediyesi’nin üzerinde çalıştığı “Yeldeğirmeni Yenileme Projesi”ni etraflıca konuştuk.

Yeldeğirmeni’nin resmi adı Rasimpaşa Mahallesi. Geçmişi jeolojik zamanlara kadar giden bu tarihi semtte doğup büyüyen Mimar Arif Atılgan, bakın nasıl öğünüyor bu durumla: “Öğretmen bir anne babanın çocuğu olarak 1948 yılında İstanbul’da doğdum. Yeldeğirmeni semtinde büyüdüm. Buradaki Osmangazi İlkokulu’nu ve Kemal Atatürk Ortaokulu’nu bitirdim. Beyoğlu Atatürk Erkek Lisesi’nden sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni bitirerek mimar oldum. Herkes üniversite ile başlar kendini anlatmaya. Ben ilkokul ile başlarım. Buralarda büyüdüğümü, buraların çocuğu olduğumu vurgulamak isterim.  Bir semtte büyümek, bir semtli olmak önemlidir. Yeldeğirmeni; tarihi, mimarisi, insanı ve yaşamıyla özel bir semttir. Burada geçen yıllarımdan dolayı kendimi çok şanslı sayıyorum. ”

Yeldeğirmeni’nin bugünkü yerleşiminin ne zaman ve nasıl oluştuğunu araştıran başarılı mimarın, semtle aynı adı taşıyan bir de kitabı var. Kitabında, Yeldeğirmeni’nin oluşumunu şöyle anlatıyor:

“Osmanlı İmparatorluğu zamanında, Anadolu Yakası’nda ünlü çayırlar bulunmaktaydı. Bu çayırların en büyüğü Haydarpaşa Çayırı… Şimdiki Haydarpaşa Garı’nın olduğu yerden başlayıp, İbrahimağa’yı içine alarak Acıbadem’e kadar uzanan bu çayırda, Osmanlı’nın süvari birlikleri talim yaparmış. Yeldeğirmeni, yerleşim olmadan önce bu çayırın içinde bulunuyor. 1774-1789 yılları arasında, Padişah I. Abdülhamid tarafından sarayın ve ordunun un ihtiyacını karşılamak için 4 yeldeğirmeni yaptırılmış. Maalesef semte adını veren bu yeldeğirmenlerinden hiçbiri bugün yok.”

a

İstanbul’un ilk apartman semti…

Kadıköy’ün eskilerinin ‘Talimhane’ adıyla bildikleri, bugün Halitağa Caddesi ve Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu’nun bulunduğu düzlükte, piyade birlikleri talim yaparmış. Yeldeğirmeni semti, bu iki kalabalık alanın arasında kurulmuş. Arif Atılgan, kendi deyimiyle büyüyüp adam olunca, bir de meslek olarak mimarlığı seçince, küçüklüğünde hayran olduğu Yeldeğirmeni’nin binalarını araştırmaya başlamış.

“Tarihi belgelere göre semtte yerleşimin, 1789-1807 yılları arasında Padişah III. Selim zamanında başladığını görmekteyiz. 1845 yılında artık düzgün sokakların oluştuğu semtte, Kadıköy’ün ilk postanesi hizmet vermeye başlamış. Eskiden İstanbul’da büyük yangınlar olurmuş; bu yangınlardan bir tanesi de 1872 Kuzguncuk Dağhamamı yangını. Yangından sonra buradaki Yahudilerin Yeldeğirmeni’ne gelmesi ile semtin çehresi değişmiş. Yahudiler, denize bakan yamaçlarda, gösterişli apartmanlar yapmışlar. Yeldeğirmeni’ne ‘İstanbul’un ilk apartman semti’ diyebiliriz. Bu apartmanların en ünlüleri, 1909 yılında Levi Kehribarcı tarafından yaptırılan, Kehribarcı ve Haydarpaşa Garı’nın taş işçiliğini gerçekleştiren İtalyan ustalar oturduğu için İtalyan Apartmanı olarak da bilinen Valpreda’dır. Bu eski apartmanlar, yığma taş veya tuğla olup, çoğunlukla Art Nouveau (19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında etkili olmuş bir sanat akımı) süslemelerle donatılmıştır. Semtin üst düzlüğünde ise daha çok Türk, Ermeni ve Rum ailelere ait; az katlı, kagir, ahşap evler vardır. Bu evlerin neredeyse hepsi yıkılmış ve yerine betonarme binalar yapılmıştır. Apartmanların günümüze kalmasının sebebi ise çok katlı olmaları ve bu yüzden kat karşılığı inşaat sistemine kârlı gelmemeleridir.” 

Sinagog, kilise ve camii bir arada…

Yeldeğirmeni’nde Kuzguncuk yangınından sonra kalabalıklaşan Yahudiler, ibadet için sinagog yapmak üzere Uzunhafız Sokağı ve İzzettin Sokağı arasında kalan bitişik iki arsayı satın almış. Fakat burada yaşayan Rumlar ve Ermeniler, bu karara karşı çıkarak, Yahudileri engellemek istemişler…  

a (2)

“Sinagog yapılmasını istemeyen Rumlar ve Ermeniler ile Yahudiler arasında kanlı kavgalar olmuş. O sırada II. Abdülhamid’in göz doktoru olan Yahudi Elias Kohen Paşa, hemen padişaha haber vermiş. Selimiye Kışlası’ndan asker gönderip, kavgaların durdurulmasını sağlayan padişahın fermanı ile sinagog yapılmasına izin verilmiş.  1899 tarihinde resmi olarak açılan sinagogun adı ‘Hemdat İsrael Sinagogu’ olmuş. Hemdat kelimesi İbranice Het-Mem-Dale-Tav sessiz harflerinden meydana gelmekte ve bu sessiz harfler Hamid’i oluşturmaktadır. Dolayısıyla sinagog, inşasına izin vermiş olan padişahın ismini almış ve bu şekilde kendisine teşekkür edilmiştir. Mabedin içinde çeşitli süslemeler ve ortasında gösterişli bir avize mevcut. Bu avizenin bir eşi Dolmabahçe Sarayı’nda bulunuyor.

Üç farklı din ve kültürden insanların yaşadığı Yeldeğirmeni’nde sinagog dışında kilise ve cami de var. 1905 yılında yaptırılan Rasim Paşa Camii’nin hikayesi ilginçtir. Osmanlı Bahriye Nazırı Rasim Paşa’nın kendisini çok seven eşi İkbal Hanım, Yeldeğirmeni’ndeki harap mescidi yeniden yaptırarak, kocasının adını yaşatmak istemiş. Rasim Paşa; adını taşıyan kiremitli çatısı, bina ile oranlı minaresi ile şirin bir yapı olan camiyi ve camiden dolayı adı verilen mahalleyi yaşarken görmemiştir. Ama adı, eşinin arzu ettiği gibi yaşamakta ve kendisinden hala bahsedilmektedir. 1928 tarihli Ayios Yeorgios Rum Ortodoks Kilisesi, Karakolhane caddesindedir. Bahçesinde 15 metre yükseklikte demir ayaklar bulunan kuledeki çanı, zamanın ünlü çan ustası Samatyalı Zilciyan Usta yapmıştır. İbadete açık olan kilisenin, mozaik tekniği ile yapılmış olan iç duvar süslemeleri çok güzeldir.”

Ünlü çeşmeler ve okullar…

Yeldeğirmeni’nde bulunan Ayrılık Çeşmesi, yalnız semtin değil, Kadıköy’ün günümüzdeki en eski tarihi değeri. Osmanlı ordularının ve hac kâfilelerinin yolculuğa çıkarken sevdiklerinden ayrıldıkları noktada bulunduğu için bu adı alan çeşme, 1600’lü yılların başında Kızlarağası Gazanfer Ağa tarafından yaptırılmış. Semtinin sınırları bulunan diğer çeşmeler; Ladikli Ahmet Ağa Çeşmesi, Halid Ağa Çeşmesi ve Kayışdağı Çeşmesi. Tarihi semtin apartmanlardan sonra dikkat çeken yapıları ise, yabancıların biraz da misyonerlik amacıyla gerçekleştirilmiş oldukları okullar…  

a (5)

“Haydarpaşa Garı için Kadıköy’e gelen mühendislerin kendi çocukları için yaptırdığı Alman Okulu, daha sonra Osmangazi İlkokulu adını almıştır. Benim de mezun olduğum bu okul, hala aynı adla eğitimine devam ediyor. Fransız din adamı Emmanuel d’Alzon’un kurduğu Saint Euphemie Fransız Kız Ortaokulu ise uzun yıllar Kemal Atatürk Ortaokulu olarak hizmet verdi. Moda’daki Saint Joseph Koleji’nin ilkokul kısmı olarak inşa edilen Saint Louis İlkokulu da dört katlı, oldukça gösterişli bir binadır. Bu okulların hepsi 1935 yılında Türk okulu olmuştur.

Yeldeğirmeni’nde baştan beri Türk okulu olarak yapılmış tek bir okul vardır; Mustafa Kemal’in emri ile yapılan ve uzun yıllar 35. İlkokul adıyla eğitim veren Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu. Okul binası çok iyi korunmuş,  okulun ilk zamanlarından kalma piyano ve beslenme malzemeleri titizlikle saklanmıştır. Halen eğitim vermeye devam eden okulun bugünkü müdüründen aldığım bilgiye göre; Barış Manço, Duygu Asena, Ajda Pekkan başta olmak üzere pek çok ünlü isim bu okuldan mezun olmuş.”

Renkli esnaflar…

Yeldeğirmeni; Yahudiler, Rumlar, Türkler ve Ermenilerin bir arada mutlu bir şekilde yaşadığı kozmopolit bir semtmiş. Çeşitli din, gelenek ve göreneklere sahip semtin esnafı da son derece renkli kişiliklerden oluşuyormuş.  Fırıncısı, şekercisi, helvacısı Türk; bakkalı, meyhanecisi Rum; manavı, eczacısı Yahudi; ciğercisi Arnavut; sütçüsü Bulgar; kahvecisi Acem olan semtin esnaf dükkanları, çarşı durumundaki Karakolhane Caddesi’ndeymiş.

a (6)

“Bizim semtimizde, her dinden, her etnik kökenden insan mutlu bir şekilde yaşardı.  Sağımızdaki komşumuz Rum, solumuzdaki Türk, tam karşımızdaki Ermeni, onun bir yanındaki Rum, öteki yanındaki Yahudiydi. Komşuluk ilişkileri üst düzeydeydi, birbirimizin özel günlerine saygı gösterirdik. Bugün kaç kişi bilir, yemeğin kokusu komşuya gitti diye mutlaka bir tabak komşu hakkı gönderme adetini?.. Bizim Uzun Hafız Sokağı’nın köşesinde Bakkal Albert Amca vardı. Bir diğer bakkal ise aslında avukat olan Bakkal Sabahattin’di. Hukuk diploması duvarında asılı, ilginç bir kişilikti. Lostra salonu çalıştıran Jak Usta’ya mahallenin gençleri 2,5 TL yevmiye ile ayakkabı boyarlardı. Ben de epey ayakkabı boyamışımdır Jak Usta’ya. Örneğin kurukahveci Halit’in dükkanına girilmezdi. Önündeki tezgahın arkasında oturur, siparişleri oradan alır ve teslim ederdi. Buzcu Cengiz vardı; uzun dikdörtgen prizma şeklindeki buzları, erimesin diye talaşların içinde tutardı. İstediğiniz kadarı testere ile keser, tartar ve ortasındaki delikten ip geçirip, bağlayarak verirdi.  Yeldeğirmeni esnafından bahsederken atlanmaması gerekenlerden biri de bugünkü tanımıyla işportacı sayılacak olan Arnavut Dede. Eşyalarını akşam olunca sandığa koyar, sandığı da asma kilitle Albert Amca’nın dükkanının parmaklığına bağlardı. Hiç kimse eşyalarına dokunmazdı.

Semtin kahvehaneleri de ayrı bir çeşniydi. Her kesimin kahvesi ayrıydı. Ama eski Fenerbahçeli futbolcu Nedim’in Kahvesi ayrıcalıklıydı. Hepimiz biran önce büyüyüp o tek katlı binaya girmek ister, onun hayali ile yaşardık. Kadıköy’ün üç sinema salonundan biri de semtimizdeydi. İçinde balkonu, locaları olan Yeldeğirmeni Sineması, daha sonra Özen Sineması adını alarak, 1970’li yıllara kadar semte hem hizmet hem de canlılık verdi.

İnsan ilişkileri çok güzeldi. Herkes birbirini tanırdı, telefon yoktu ama iletişim üst düzeyde sağlanıyordu. Her çeşit haber, dükkanlardaki alışveriş esnasında yapılan sohbetlerle en kısa sürede tüm semte yayılırdı. Bugün büyük marketlere gidiyoruz, onca kalabalığın içinde yalnızız. Rafların arasında dolaşıp, gişeye gidiyoruz; çalışanlar makine gibi, konuşmak, paylaşmak yok.”

Yeldeğirmeni yenileniyor…

Yeldeğirmeni bölgesi, Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 5 nolu Koruma Kurulu tarafından ‘SİT’ alanı ilan edildi. Rasimpaşa-Yeldeğirmeni SİT alanı içerisinde toplam 1066 adet bina bulunuyor. Bunların 293 tanesi tescilli yapı. Kadıköy Belediyesi, “Rasimpaşa-Yeldeğirmeni ve Hasanpaşa Mahalle Yenileme Projesi” kapsamında, ilgili bölgeleri kendi konseptleri içinde yenileyecek. Proje ile tarihi ve kültürel değerlerin korunması, yaşatarak koruma ilkesinden hareketle tarihi ve kültürel değerlerin gelecek nesillere aktarılması ve bozulmuş tarihi kentsel dokunun, çevresi ve altyapısı  ile  yeniden  planlanması amaçlanıyor. Biz bu haberi bir önceki sayımızda kapak haberi yaparak duyurmuş ve büyük bir ilgiyle karşılaşmıştık. Mimar Arif Atılgan’ın, proje hakkındaki düşünceleri ise şöyle:

“Yeldeğirmeni’nin sınırları; güneyde Halitağa Caddesi, kuzeyde Haydarpaşa Çayırı sınırı (şimdiki adıyla Şahap Gürler Caddesi), batıda Rıhtım Caddesi, doğuda Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı ve sokağı şeklindedir. ‘Rasimpaşa-Yeldeğirmeni Sit Alanı’ sınırları, neredeyse Yeldeğirmeni’nin yarısını dışarıda bırakmış. Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu, Ortodoks Kilisesi ve Kadıköy’ün en eski sinema binası olan Özen Sineması yok. Karakolhane Caddesi’nin üst tarafı yok. Bugün İstanbul’da bütün olarak eski dokusunu aynen koruyan ender sokaklardan biri olan Aydınlık Çeşmesi Sokağı tescilli değil. Burada 100 senelik evler var. ‘Bunlar yıkılıp yerine bina yapılabilir’ deniyor.

Yeldeğirmeni’ni kurtarmak için ilk olarak sit alanını gerektiği gibi genişletmek lazım. İkincisi, tescilden çıkarılmış veya tescil edilmemiş binaları acilen saptayıp, tescil etmek lazım. Üçüncü adım ise çok basit; alt yapısını yapıp, sit alanına uygun şekilde ruhsat verilsin. Yeldeğirmeni’ni korumak amacıyla hareket edilsin. O zaman Yeldeğirmeni kendi kendini yeniler, insanlar yaşamaya devam ederler. Burayı tiyatro dekoru gibi süslerseniz, halkın yaşayamayacağı bir ekonomik düzey oluşturursanız, insanlar giderler. Semtin insanını dışlarsanız bir Frankeştayn yaratırsınız. Ruhu olmayan çok güzel binalar, sokaklar olur ama geçmişle hiçbir bağlantısı olmayan binaların oluşturduğu ve burada hiçbir anısı olmayan insanların yaşadığı yeni bir yerleşim meydana gelir. Yeldeğirmeni yenilenmez.”

 

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın