İstanbul; Bosphorus, İnek Geçidi, Dünya güzeli, Boğazın incisi… Üç imparatorluğa başkentlik etmiş, aşklar ve aşıklar kenti… Kim bilir ne aşklar yaşadın sen mahallelerinde, sokaklarında, semtlerinde… Ve de ne acılar çektin kim bilir…
Kadıköy; Khalkedon, Körler Ülkesi… Kim kör ki seni anlamıyor. Acılar çekiyorsun güzel İstanbul… Mis gibi kokuna lağım kokuları karışıyor yıllardır. Görsellik yüzeysel, peki ya altyapı?
Kızıltoprak Tren İstasyonu’nun (eski), Öğretmenevi’nin, Zühtüpaşa İlkokulu’nun bulunduğu sokaktan yağmur sonrası bir geçin. Kokular, su/lağım birikintilerinin arasından ve süratle giden sürücülerin sizi yıkadığı kaldırımlardan evinize ulaşmayı bir deneyin. Sonra da ilk olarak banyoya….
“İstanbullu olmak, İstanbul’da yaşamak ayrıcalık” derlerdi büyüklerimiz. “Kaç İstanbul var” derlerdi. Şimdi “Kaç İstanbul’dan” diyor birileri. Burada yaşanmaz!
Bir İstanbul var hala güzelliğiyle… İnadına yaşıyor. Ve biz de inadına yaşatacağız onun kıymetini bilmeyenlere rağmen… Köklü bir altyapı istiyoruz, göstermelik süsler değil. Göstermelik, kazma kürekle yapılan geçici çalışmalar değil. Güzel kokular yayılsın Kızıltoprak’ta… Kadıköy’e bu yakışır!..
