“Deprem değil, insan yıkar!”

Yazar:

Prof. Dr. Ahmet Ercan, Türkiye’nin gündeminden düşmeyen Büyük Marmara Depremi’ne yönelik özel röportajımızda, başta Kadıköy ve Anadolu Yakası olmak üzere İstanbul geneli için çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kadıköy ve Ataşehir’in ortasında yükselen Marriott Hotel Asia terasında bir araya geldiğimiz İTÜ Jeofizik Bölümü ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan, önümüzdeki süreçte beklenen Büyük Marmara Depremi’ne yönelik hem pozitif, hem de negatif konuştu. İşte milyonların korkulu rüyası “büyük felaket” öncesi, Prof. Ercan’ın açıklamaları…

Kadıköy’ün hayatınızdaki yeri nedir?

Ben Ortaköy’de oturuyorum, ama Kadıköy aşığıyım… Biniyorum vapura, iniyorum iskelede… Atlıyorum bisikletime önce Altıyol, oradan Yoğurtçu Parkı, Kalamış, Caddebostan; istesen Tuzla’ya kadar gidersin. İnsanı bile başkadır Kadıköy’ün, halkı Türkiye’nin aydınlık yüzüdür. Demokratik kitle örgütleri etkindir. Türkiye’de birbirine benzerlik gösteren iki köklü yer vardır; İzmir ve Kadıköy… Yine Kadıköy’de bir yer var ki, sormayın gitsin…

Neresi?

Kadıköy Çarşısı… Muhteşem, tarif edilemez bir atmosfer… Bence korunmalı çarşı, dünya mirası Kadıköy Çarşısı bize…

Peki, Kadıköy’ün depremselliği hakkında neler söyleyeceksiniz? Olası bir deprem Kadıköy’ü hangi oranda etkiler?

Kadıköy’ün sahil kesimleri için iyi konuşamayacağım. İlçede yapıların önemli bir kısmı ise ne yazık ki eski, bakımsız… Ancak Kadıköy ve Anadolu Yakası, Marmara Depremi’nden Avrupa Yakası’na oranla daha az etkilenecek. Yani Anadolu Yakası yüzde 35, Avrupa Yakası yüzde 65 oranında etkilenecek.

Kadıköy’ün riskli bölgelerini değerlendirecek olursak…

Bakın, pek dile getirilmeyen ve bilinmeyen, 1999 depreminden sonra gelişen bir fay var; Bostancı kırığı… Çiftlikköy’den Bostancı’ya kadar uzanan bu kırık riskli… 1999 depreminde bu nedenle alev topları görüldü. Bu kırık, adayı sandviç gibi sıkıştırdı. Önümüzdeki depremde Fenerbahçe Burnu önünden Haliç içine, Eyüp ilçesine kadar büyük bir kırılma bekliyorum. Bu, Marmara Denizi’nden ayrı bir koldur. 6-7 civarında bir deprem olası bu bölgede… Yine Rıhtım gibi deniz kenarı, dere yatağı ve dolgu alanı olan bölgelerinde risk söz konusu… Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ile birlikte Kadıköy’deki tesisleri de bir dönem gezmiştim, yapılması gerekenleri aktarmıştım.

“MALTEPE ve ÇEVRESİ RİSKLİ…”

Maltepe, Küçükyalı, Kartal ve Pendik; depremde Kadıköy’den daha çok olumsuz etkilenecek. Kıyı kesimlerde oturan, yapıları eski ve çürük olan vatandaşlar bir hayli dikkatli olmalı… “Ancak yükseklerde oturanlar da güvenli” anlamına gelmiyor bu… Bizler, tepelere zemin sağlam olduğu için çok katlı yapı yapmamız gerekirken, dayanıksız derme çatma gecekondular yapıyoruz. Bu gecekondu ya da yetersiz yapılar da bir hayli riskli… Yine Kartal’ın Fatih Mahallesi ve Üsküdar Çarşı bölgesine dikkat çekmek istiyorum.

“DERE YATAKLARINDAN UZAKLAŞIN…”

Kadıköy’de Kurbağalıdere çevresi riskli… Buralar tamamen dere yatağı ve üzerinde yüksek katlı yapılar mevcut. Yüksek katlı binalarda gerekli önlemler alınmadığında, zemin suyunu çeken yapılar depremde büyük hasar görür.

Binalar zemin suyunu nasıl çeker? Çürük yapıları nasıl anlarız? Zemin suyunu engellemek için neler yapılmalıdır?

Mimar Sinan, yüzyıllar öncesinden zemin suyunun binalara verdiği zararı bildiği ve önlemini aldığı için yapıları sağlamdır. Bu nedenle Osmanlı döneminde inşa edilen birçok büyük yapılarda zemin suları çekilmiş, yeraltı sularının yatakları değiştirilmiştir. Ancak, ne yazık ki biz Mimar Sinan’ın bildiği önemli bilgileri 1960’lı yıllarda yabancı kaynaklardan öğrendik. Tarihini bilmeyen, tarihiyle yüzleşir. Zemin suları, çeşitli teknolojik yöntemlerle kurutulabilir. Aksi takdirde, bina zamanla yerden en yukarıya doğru suyu emer. Betonların içindeki demirler paslanır. Bu binanın bitişidir. Deprem esnasında paslanan demirler, işlevini göremez ve yıkım meydana gelir. Bina demirlerinin paslandığını görmek, çürük olduğunu anlamaya yeterlidir.

“İLK 20 METREDE SU VARSA, AYETEL KÜRSİ OKUYUN…”

Kadıköylüler ve tüm İstanbullular şunu bilmeli: Binalarınızın zemininde ilk 20 metrede su varsa, Ayet-el Kürsi okuyun. Gerçekten durum bu kadar ciddi… Zemindeki su her şeyi değiştiriyor, gereği yapılmamışsa…

Kentsel dönüşüm süreci için neler söyleyeceksiniz?

Kentsel dönüşümden önce şehir planlaması yapılmalı. Kadıköy ve İstanbul’un sorunları nelerdir; ulaşım, zaman yetimi, verimsiz yaşam, toplumsal gerginlikler, yeşil alan azlığı ve oksijen alamama, gürültü kirliliği… Bunların hepsi birbirleriyle bağlantılıdır. Gereksizce klakson çalmak bile, uygarsızlığın göstergesidir. Binalar birleştirilip, yeşil alanların oluşması sağlanmalı. Şehirdeki kişi yoğunluğu da azaltılmalı. Ben mevcut çalışmalara kentsel dönüşüm değil, yapısal dönüşüm diyorum. Yapılar değişiyor, ancak şehir aynı, sıkıntıları ile baş başa…

Peki Fikirtepe?

Fikirtepe’deki dönüşümü bitince göreceğiz. Çalışmaların biraz önce bahsettiğim yapısal dönüşüm değil de, kentsel dönüşümün kendisi olduğunu söyleyebilirim. Yani olumlu. Ancak yine burada olumsuz bir durum da söz konusu; o yerler yoksul halkın elinden çıktı. Yatırımcılar el koydu. Bölgeye haksız kazanç geldi.

“İSTANBUL’UN BİR KENT ORMANI YOK…”

İstanbul’da coğrafya sabit, nüfus ise sürekli artıyor. Bakın, şehirde bir kent ormanı bile yok. İstediğin zaman soluk alacağın, rahatça gazeteni okuyabileceğin yerler her geçen gün azalıyor.

Maltepe sahilindeki dolgu çalışması için neler söyleyeceksiniz?

Güzel bir proje, destekliyorum da… Maltepe için de gerekliydi bence. Yeterli arazi bulunmayan Maltepe’de insanların gezeceği, eğleneceği bir coğrafyanın oluşması bir hayli iyi… Ancak, umarım ilerleyen yıllarda üzerine binalar yapılmaz. O zaman kötü olur işte.

İstanbul’da beklenen depremin tarihi nedir?

2045 yılı ve yakın çevresi, büyük depremi beklediğim dönemlerdir. Biz, matematiksel olarak hesapladığımızda ortaya bu veri çıkıyor. 2045’ten önce deprem şaşırtıcı olur. Ancak deprem bekleme sürecine girerek 2150 yılına kadar da gerçekleşmeyebilir. Her şeyden önce unutmamalıyız ki, “Binaları deprem değil, insan yıkar.” Bir yerde büyük bir deprem olmuşsa, yine aynı yerde belirli bir zaman içinde büyük depremler olacaktır. Bu tarihte de böyle olmuştur…

Marmara’da hangi bölge için risk ne kadar?

Şöyle söyleyeyim, deprem yüzde 78 ihtimalle İstanbul kolunda olacak. Geri kalan ihtimaller ise diğer kollar içindir. Avcılar, Büyükçekmece’nin bir kısmı ve çevresinde şiddetli yıkım olabilir. Kadıköy biraz daha şanslı…

“KENTSEL DÖNÜŞÜM MÜ, KENTSEL BOZUŞUM MU?”

Bakın, Bursa Osmangazi bir kentsel bozuşum örneği. Bozuşum diyorum çünkü bu dönüşüm olamaz. Şehrin göbeğinde eski yapılar yıkıldı, yerine onlarca katlı dev bloklar dikildi. Bu mu kentsel dönüşüm? Bu resmen kentsel bozuşumdur. Şehrin içine insanlar tıpış tıpış sıkıştırılmıştır. Yeşil alanların kazandırılması gerekirken dev bloklar iç içe yerleştirilmiştir. Yapısal dönüşüm olmuştur. Ne kadar çirkin bir tablo…

“LAYIK DEĞİL MİYİZ?”

Şöyle bir batılıların şehir sistemine bakalım. Düzenli dağılmış, yeşillerle bezenmiş kentler. Bizler ise kendimizi beton bloklara hapsediyoruz. Batılıların yaşadığı o rüya gibi evlere, şehirlere bizler layık değil miyiz? Elbet fazlasıyla layığız, planlı olmalıyız, planlı…

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın