Açılsın perdeler ve başlasın tiyatro!

Yazar:

2008 yılında Emre Saka tarafından kurulan “Tiyatro Seyirevi”, genç ve dinamik oyuncu kadrosuyla Mart ayı boyunca her Salı ve Perşembe akşamı, saat 18.30’da Kocatepe Cafe Restaurant’ta… Yemek yerken bir yandan “Odamdan Dışarıya Açılan Pencere” ve “Yaşamak Denirse Yaşamak” adlı oyunları seyredebilirsiniz…

Tiyatro aşığı topluluğa akşam yemeğine davetlisiniz!

Daha önce Atatürk Fen Lisesi Kültür Merkezi çatısı altında yerleşik tiyatro yapan Tiyatro Seyirevi; Turgay Nar’ın “Çöplük” adlı oyununun yanı sıra, Özkan Schulze’nin uyarladığı ve Sezgin Cengiz’in yönettiği “Uyku Ülkesi” adlı çocuk oyunuyla seyircilerle buluştu. Bu sezon içinde Emre Saka’nın yazıp-yönettiği “Odamdan Dışarıya Açılan Pencere” ile Murat Vanlı’nın yazdığı, derlediği-oynadığı “Yaşamak Denirse Yaşamak” adlı oyunlarını sahneleyen tiyatro aşığı topluluğa akşam yemeğine davetlisiniz…

Kadıköy Life olarak genç tiyatrocu Emre Saka ile söyleşi yaptık…

Amacınızı, “Tiyatro, şiir, resim ve müziği bir arada kullanıp, hem görsel hem işitsel performansla seyirciye yeni bir tat sunmak” olarak belirlemişsiniz. Neticede performansınızı restaurantta sergileyeceğiniz için seyircinin algısını dağıtıcı pek çok unsur olacaktır… Seyircilere her seferinde yeni bir tat sunamamaktan korktuğunuz oluyor mu? 

Odamdan Dışarıya Açılan Pencere” adlı oyunumu daha önce Bahariye Sanat Galerisi’nde ve Moda’da bir evde de oynadım. Aslında farklı mekânlar bu oyuna yeni tatlar katıyor. Restaurantta oynamak benim için iki kat konsantre gerektirecek (tabak-çanak sesleri). Fakat seyirciye yedikleri yemeğin yanında oyunun lezzetini sunmak, oyunun çekiciliğine ve benim sunacağım performansa bağlı. Oyunuma ve kendime güveniyorum… Merak edenler eğer bu lezzeti tatmaya gelmek isterlerse, mekânın sıcaklığı ve şirinliği de seyircilerimize yardımcı olacaktır. 

AFL’nin bünyesinden ayrılarak oyunlarınızı farklı mekânlarda sürdürmeye karar vermenizdeki unsur neydi? 

2008 yılının Ocak ayında, AFL Kültür Merkezi’nde elektrik kontağı yüzünden bir yangın çıktı ve sahne kullanılamaz bir hale geldi. Ayrıca, “Odamdan Dışarıya Açılan Pencere” adlı oyunun dekorları da yandı ve onları yeniden yaptırmak zorunda kaldım.

Ressam arkadaşımız Hülya Sarı, yanan 12 adet yağlı boya tuvali sağ olsun yeniden yaptı. AFL’deki hasarı karşılayacak ekonomiye sahip değildik ve maalesef sponsor bulamadık. Bunun üzerine bize kapılarını açan sahne ve mekânlarda oyunumuzu oynamaya devam ettik. 2010 yılında AFL’nin işletmesini Dersu Yavuz Altun almıştır. En kısa zamanda tekrar faaliyete geçecek ve biz Tiyatro Seyirevi olarak oyunlarımızı tekrar orada oynayabileceğiz.

Sevgilisi tarafından terk edilen adamın kendisi ve ilişkisi hakkında özeleştiri yaptığı “Odamdan Dışarıya Açılan Pencere” adlı şiirlerinizden yola çıkarak ortaya çıkardığınız performans, edebi bir haz veriyor insana… Şiirlerinizi kitaplaştırmayı düşünüyor musunuz?

Kesinlikle, en çok istediğim şeylerden biri “Odamdan Dışarıya Açılan Pencere”nin kitap haline gelmesi. Bunun için bir takım girişimlerim var ve sonuç alacağımdan eminim. Ama hangi tarihte kitap basılmış olur, şu an belli değil. Tabii çok gecikmeyecek…

Genç bir oyuncu olarak ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz? 

Tiyatro yapmak masraflı bir iştir. Eğer ekonomik durumunuz bu işi yapmaya el vermiyor ise, siz inatla ve severek tiyatro yapmaya devam ediyorsanız, çok sabırlı olmanız gerektiğini anlıyorsunuz. Çevrede deli gibi para harcayan, har vurup harman savuran vatandaşları görüyorsun, gidip onlara tiyatro için sponsorluk teklifinde bulunduğunda verdikleri cevap: “Kusura bakma. Kriz var, işler bu aralar çok kötü!”

Alaylı ya da konservatuarlı olsun, biz yeni nesil genç tiyatrocular ve hatta diğer sanat dallarıyla ilgilenen genç arkadaşlar, bu topluma kültür-sanat serumunu ne kadar iyi enjekte edebilirsek, “sanatsız kalan damarımızı” o kadar sağlıklı onarabiliriz. Yanlış aşı ya felç eder, ya da öldürür! Bu yüzden zor diye bir şey yoktur, biz yeter ki isteyelim…

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Fazla söze hacet yok, ben ısrarla söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim: “Sanata lütfen destek olunuz.” Kendi kültür başkentimizi yıla değil yıllara, bir şehrimize değil, tüm ülkeye yayalım. Hepimizin buna ihtiyacı var.

Tiyatro Seyirevi’nin diğer oyunu “Yaşamak Denirse Yaşamak”, yine aynı mekânda seyirci ile buluşacaktır. Bir adamın hazin öyküsünü anlatan oyun, Murat Vanlı tarafından sahneleniyor. Gerçekten izlenmeye değer bir oyun, özellikle de değişik tatlar arayanlar için…

Emre Saka…

Bugüne kadar pek çok oyunda rol alan Saka’yı, geçtiğimiz yıl Dorina Harangus’un yönetmenliğinde, Gölgesiz Tiyatro Topluluğu’nda ‘Shakespeare’in Gücündedir’ oyunu ile dergimizde yayımlanan eski haberlerinden hatırlayabilirsiniz. Kendi yazıp yönettiği ‘Odamdan Dışarı Açılan Pencere’ oyununa bu sezon da davam eden Saka, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü öğrencisi. 

Oyun programı…

23 ve 30 Mart Salı “Odamdan Dışarıya Açılan Pencere”, saat 18.30; 18 ve 25 Mart Perşembe “Yaşamak Denirse Yaşamak”, saat 18.30…

Oyunlar ücretsiz, seyrederken yemek yiyebilir ve bir şeyler içebilirsiniz…

Daha fazla bilgi için: http://emresaka.blogspot.com/

 

 

 

 

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın