Covid-19 salgınına karşı şirketlerin önlemi: Uzaktan çalışma

Yazar: Selin Karaca

“Merkez ofislerden veya üretim tesislerinden uzakta, çalışanın merkez ofis veya üretim tesislerindeki çalışanlarla hiçbir kişisel temasının olmadığı, ancak yeni teknolojiyi kullanarak onlarla iletişim kurabileceği yerlerde yapılan iş” (Di Martino ve Wirth, 1990, 530) olarak tanımlanan uzaktan çalışma, ortaya çıktığı andan itibaren iş yaşamında ve akademide bireysel, örgütsel ve toplumsal olarak birçok açıdan inceleniyor. Teknolojik gelişmelerin hızlanması, sanallığın, iletişim araçlarının ve iş yaşamındaki esnekliğin artmasıyla birlikte kurumların gündeminde gittikçe artan bir konu haline geliyor.

Selin Karaca

Türkiye için ise daha yeni bir konu olan uzaktan çalışmanın uygulaması ise özellikle son birkaç yılda uluslararası firmalarda gerçekleşiyor. Ancak günümüzde tüm dünyanın mücadele ettiği COVID-19 salgının Türkiye’ye sıçramasıyla birlikte Türkiye’deki şirketlerin gündeminde son birkaç haftada hızlı bir şekilde yer etti ve birçok çalışan uzaktan çalışmaya geçti.

Hürriyet İnsan Kaynakları’nın 8 Mart 2020 tarihinde yayınladığı haber, şirketlerin henüz COVID-19’a hazır olmadığının belirtiyor. İnsan kaynakları ve yönetim danışmanlığı firması olan Mercer’in araştırmasının sonuçlarını paylaşan habere göre, şirketlerin yüzde 51’inin COVID-19 gibi acil bir durumla mücadele için herhangi bir planı veya protokolü bulunmadığı belirtiliyor. Evden veya uzaktan çalışmanın firmalar için önemli bir konu olduğu ve şirketlerin yüzde 42’sinin çalışanlarını özellikle virüsten etkilenen alanlarda uzaktan çalışmaya teşvik ettiği ifade ediliyor. Habere göre; “COVID-19’un etkilerini en aza indirmek için çalışanlarınızı uzaktan çalışmaya teşvik ediyor musunuz?” sorusuna global olarak yüzde 7.1, Asya bölgesinde yüzde 7,5, Çin’de yüzde 18,5 evet yanıtı verildiğini, yüzde 32,8’in de “Henüz değil ama durumu takip ediyoruz” şeklinde cevap verildiği görülüyor.

Cali Williams Yost (2020) da benzer bir şekilde organizasyonların uzaktan çalışmaya hazır olmadığını belirtirken, belirli tavsiyelerde bulunarak firmalara yol gösteriyor: “Firmaların öncelikle çalışanların tamamının veya bir kısmının uzaktan çalışması gerekebileceğinin kabul edilmesi gerekiyor. Sonrasında etkilenilebilecek işler ve görevlerin haritasının çıkarılması, hangi görevlerin iş yerinde fiziksel bulunulmadan kısmen de olsa yürütülebileceği, hangi görevlerin ofis dışında hiçbir şekilde yapılamayacağı, hangi görevlerin ise ofis dışında yapılabileceğinden emin olunmadığı gibi konularda analiz yapmak gerekiyor. Bunun dışında mevcut bilgi teknolojilerinin denetlenmesi ve kullanımının benimsenmesi, iletişim protokolünün ayarlanması ve performans ölçme yollarını belirlemek önemli unsurlar arasında yer alıyor.”

uzaktan çalışma

Burcu Özçelik Sözer (2020) ise, Hürriyet İnsan Kaynakları’nda çıkan yazısında mevcut sistem ve altyapıları olan, halihazırda evden çalışma uygulayan uluslararası şirketlerin bu süreçlere daha çabuk adapte olduğunu, ancak işi ilk defa eve taşıyan ve uzaktan çalışma deneyimi olmayan çalışanlar için daha zor gerçekleştiğini aktararak, çalışanlara üstesinden gelebilmeleri için önerilerde bulunuyor. Yazıda ev içinde fiziksel bir sınır çizmenin, çocuklarla iletişime geçmenin, işe gidermiş gibi hazırlanmanın, günü planlamanın, düzenli molalar vermenin, öğle yemeği arası vermeyi unutmamanın, internet bağlantısında sorun olmadığına emin olmanın ve iş arkadaşları ve yöneticilerle bağlantıda kalmanın öneminden bahsediliyor.

Küresel çapta meydana gelen bu salgına karşı alınan önlemler ve yasaklar düşünüldüğünde, günlük yaşantısında işe gitmek zorunda kalan çalışanlar, özellikle toplu taşıma kullanarak işe giden ve işi gereği gün içerisinde birçok insanla iletişime geçmek zorunda kalan çalışanlar büyük bir endişe duyuyor. Başta İstanbul gibi yoğun nüfuslu, belli bölgelerde toplanan iş merkezlerinin bulunduğu ve toplu taşımanın yoğun olarak kullanıldığı bölgelerde çalışanlara bu imkanların verilmesi önem arz ediyor. Bu bağlamda şirketlerin çalışanlarını bu imkanlardan mümkün olduğu kadar faydalanmalarına teşvik etmeleri, COVID-19 ile mücadelede önemli bir yere sahip oluyor.

SELİN KARACA
Türk-Alman Üniversitesi İşletme Bölümü Araştırma Görevlisi
k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın