Doğru bir kentsel dönüşümde en önemli unsur, dönüşümü yerinde gerçekleştirebilmektir

Yazar: Nil Özer

Dartes Mühendislik’in ortaklarından Kentsel Dönüşüm Uzmanı Tolga Şahlıoğlu; “İnsanları mahallelerinden uzaklaştırmak, işin en başından yanlış kurgulandığını gösterir. Doğru bir kentsel dönüşümde en önemli unsur, dönüşümü yerinde gerçekleştirebilmektir. O yerin dokusunu bozmadan, o yere günümüz koşullarını ve imkânlarını taşıyarak bir iş yapmalıyız” diyor.

İnsanların tamamına yakınını ikna eden bir projeyle işe başlanmasının öneminden bahseden Kentsel Dönüşüm Uzmanı Tolga Şahlıoğlu ile hayatımızın bir parçası olan kentsel dönüşümü, öte yandan kabusumuz olan deprem gerçeğini konuştuk.

Kentsel Dönüşüm Uzmanı Tolga Şahlıoğlu

Dartes Mühendislik olarak çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyim?

Dartes Mühendislik; 2012 yılından beri binaların depreme dayanıklılık raporlarını, 6306 Sayılı Kanun kapsamında riskli yapı tespit işlemlerini, güçlendirme projesi ve uygulamalarını, kentsel dönüşüm danışmanlıklarını yapan ve bugüne kadar yaklaşık 4000 civarında binaya hizmet vermiş ve vermeye de tüm hızıyla devam eden bir firmadır.

Hizmetleriniz sadece İstanbul olarak sınırlı mı? Yoksa İstanbul dışında da çalışmalarınızı sürdürdüğünüz şehirler var mı?

Hizmetlerimiz Türkiye genelinde sürüyor. İzmir’de şube olarak hizmet verirken, diğer tüm illerin operasyonunu merkezimizden yönetmekteyiz. Özellikle kurumsal firmaların Türkiye genelindeki mağaza, fabrika, şubeler gibi işletmelerine deprem dayanıklılık raporu ve bina güçlendirme hizmetleri veriyoruz düzenli olarak.

Tolga Bey, İstanbul’u genel olarak değerlendirebilir misiniz? Kentsel dönüşümden gerekli verim alındı mı?

İstanbul’da durum maalesef vahim durumda. Yapılan birtakım çalışmalar var, ancak bunların hiçbir kapsayıcılığı yok. Genel olarak parsel bazında kentsel yenileme adıyla yapılan, yani “5 katlıyı yık, 8 katlıyı yap” binaların dışında devletin gerçekleştirdiği birkaç ada bazlı çalışma haricinde İstanbul resmen kaderine terk edilmiş durumda. Burada bizim birçok noktada önerimiz oldu. Bunların bir kısmını şu an İBB hayata geçirmeye çalışıyor; ancak sadece fikri alıp, fikrin sahibinden faydalanılmadığı için maalesef şu an için pek bir yol alınmış gibi gözükmüyor. İyi niyetle çalışıyorlar, umarım başarılı işler de yapılır. Burada merkezi hükümetin elini taşın altına ciddi anlamda koyması gerekiyor. Fikirtepe örneğinde olduğu gibi devletin imkânlarını bu iş için seferber etmesi gerekiyor. O konuda da son üç yıldır her mecrada “Devlet adaların tamamını almalı ve garantör olmalı” dedik ve en sonunda dediğimiz noktaya gelindi. Olan, Fikirtepe halkının kaybolan yıllarına oldu.

İstanbul’un Anadolu Yakası’nda projelerin durumu nedir? İnsanlar nasıl yaklaşıyor?

Anadolu Yakası, kentsel dönüşümde en başından beri hızlı dönüşmeye gayret ediyor. Fakat söylediğim gibi bunun adına kentsel dönüşüm demek artık manasını yitirmiş durumda. Özellikle Kadıköy, Üsküdar, Maltepe gibi gerek alt yapısı tamamlanmış gerek üst yapısı iyi durumda olan yerler için kentsel dönüşüm ibaresi hatalı. Bunlar eski yerleşim yerleri olduğu için ve özellikle 60’ların sonundan itibaren meskenleşmeye başladıkları için burada yapılan binaların beton ömürleri tamamlandı, tesisatları çürüdü. Hâl böyle olunca da kentsel yenilemenin bir parçası olarak yıkılıp, yeniden yapılıyorlar. Bunda biraz da çevresel rantın etkisi ve imar planlarının müsait olması hasebiyle hızlı bir yenilenme oldu ama yeterli mi diye sorarsanız, hâlen yeterli düzeyde değil.

Kadıköy örneğinden gidersek, Kadıköy ilçesinde yaklaşık 28.000 binadan, ki bunun 5.000 tanesini Fikirtepe olarak dışarıda bırakıyorum, 23.000 adet binadan 2012 yılından bugüne yaklaşık 6.000 bina yenilenmiştir. Geriye kalan binaların da yaklaşık 2.000 tanesinin 2000-2012 arası dönemde yapıldığını varsayarsak, hâlen 15.000 adet civarında binanın yenilenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bu konuda kat malikleri, genellikle metrekare bazında olaya bakıyorlar. “Benim dairem küçülmesin” mantığı ve “Müteahhit kira da versin, teminat da versin” istekleriyle adeta müteahhitleri bir yarış hâline sokuyorlar. Bu da sürdürülebilir bir sistem getirmiyor maalesef.

Anadolu Yakası kentsel dönüşümde hedeflerine ulaştı mı? Hangi semtler ilgi görüyor?

Henüz hedeflerine ulaşmayı bırakın, sadece yüzde 20’si tamamlanmış durumda Anadolu Yakası’nın. Belki bu bile iyimser kalabilir. En çok ilgi gören yerler olarak; Kadıköy’de sahil bandı, Üsküdar’da Acıbadem tarafı ve Altunizade, Maltepe’de Yalı Mahallesi, Tuzla’da Tersane Mahallesi örneklerini verebiliriz.

Doğru bir kentsel dönüşüm nasıl olmalı?

Doğru bir kentsel dönüşümde en önemli unsur, dönüşümü yerinde gerçekleştirebilmektir. İnsanları mahallelerinden uzaklaştırmak, başka bir yerde yaşamaya mecbur bırakmak, işin en başından yanlış kurgulandığını gösterir. Fikirtepe’de kentsel dönüşüm yapıyoruz derken orada yaşayan insanları Maltepe’nin Fındıklı Mahallesi’ne gönderdik. Evlerinin yerlerine belki 3-5 daire aldılar, ancak oturdukları mahalleyi kaybettiler. Orası artık beyaz yakalının oturduğu bir semt oldu. Üsküdar Kirazlıtepe örneğinde de insanlar evlerinden zorla çıkartılarak, bir dönüşüme zorlanmakta. Kentsel dönüşüm adıyla bir iş yapmak istiyorsak; o yerin dokusunu bozmadan, o yere günümüz koşullarını, imkânlarını taşıyarak bir iş yapmalıyız. Alt yapısı eksikse önce alt yapı, yeşil alanı eksikse önce yeşil alanı; eğitim, sosyal-kültürel alanı eksikse önce bunları planlayarak işe başlamalıyız. İnsanların tamamına yakınını ikna eden bir projeyle işe başlamalıyız. Tüm bunları yaparken merkeze insanı koymazsak, sadece para ve rant gözüyle kentsel dönüşüm yapmaya kalkarsak, günümüzde ve geçmişte yaşadıklarımızdan ileriye gitmemiz pek mümkün değil.

Ev sahiplerine bizim aracılığımızla neler söylemek istersiniz?

Ev sahipleri, binalarını kentsel yenileme olarak müteahhide vereceklerse, metrekareden önce müteahhidin işi bitirebileceğinden emin olup olmadıklarına bakmalarını öneririm. Ayrıca her riskli bina yıkılmak zorunda değildir, binalarını güçlendirme yoluna da gidebilirler. Bu konuyla ilgili olarak da araştırma içine girmeliler. Böylece metrekareleri küçülmeden, belki evlerinden bile çıkmadan binalarını güçlendirip, oturmaya devam edebilirler.

kentsel dönüşüm

Son olarak İstanbul ve deprem yine gündemde… Önerileriniz nelerdir?

Deprem olmadığı sürece gündemden düşmemeli. Ne yazık ki biz bir yerde deprem olduktan yaklaşık 1 ay sonra hemen unutuyoruz. Bu, Türkiye’nin önündeki en büyük sorundur. Bu sorunun çözümleri de vardır, yeter ki işi bilen insanlarla ilerlesinler. Bizim hep söylediğimiz önerilerimizden bir kısmını da yine sizin vasıtanızla buradan paylaşalım; belki birileri duyar, görür ve uygulamaya geçirir. Devletin vatandaşa 0 faizle en az 60 ay kredi vermesi ve bunu verirken de satış engeli getirmesi gerekiyor. Devletin cebinden çıkacak 100 milyar TL, olası İstanbul depreminde çıkması muhtemel 100 milyar doları engelleyecektir.

İnşaat malzemelerinde katma değer vergisi yüzde 1 olmalı ve inşaat maliyetlerinde yerlileşmek için yatırımlar yapılmalı, özellikle ham madde konusunda yerli yatırımı ve sanayiyi desteklemeliyiz. Ada bazlı dönüşümde birleşen parsellere ufak ufak artacak şekilde emsal artışları getirilmeli. Parsel bazında kat eksilterek, taban oturumunu genişletilebilir hâle getirmeliyiz. Bunu arsa sahiplerinin tercihine bırakmalıyız. Hukuki anlaşmazlıklarda özel yetkili kent mahkemeleri kurulmalı ve konusunda uzman hakimlerle kararlar alınmalı, içtihatlar oluşturulmalıdır. Yerel yönetimlerin yetkileri artırılarak kentsel dönüşüm karar süreçleri hızlandırılmalı ve bürokrasi azaltılmalıdır.  Bu ve buna benzer birçok önerimiz daha var, ancak okurlarımızı daha fazla yormayalım.

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın