Okul öncesi eğitimin önemi ve okul seçimi…

Yeni doğduğunda tamamen sizin bakımınıza muhtaç olan çocuğunuz, göz açıp kapayana kadar büyüyüverir ve kendi kendine yemeğini yemeye, elbiselerini giymeye, isteklerini dile getirmeye başlar. Hatta, bir süre sonra onun hiç bitmeyen taleplerine yetişmekte güçlük çekersiniz.

Uzmanlar, iki yaşından itibaren yeterli olgunluğu gösterebilen çocukların mutlaka anaokuluna gönderilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Yani bir çocuğun anaokuluna başlaması için dört, hatta üç yaşını bile beklemeye gerek yok.

Birçok ebeveyn, çocuklarının erken dönemde evde daha mutlu olacağını ya da uyum sorunu yaşayacağını düşünerek, anaokuluna vermeye çekinirler. Ancak özel anaokullarının büyük çoğunluğu, artık iki yaşından itibaren öğrenci kabul ediyor. Çocuğun gelişimi, yedi yaşına kadar yüzde 70 şekil alıyor.

Okul öncesi eğitim, Türkiye’de değerini hâlâ bulamadı…

Atalarımız “7’sinde neyse 70′inde de o”, “Ağaç yaşken eğilir” demişler. Ama maalesef okul öncesi eğitim, Türkiye’de değerini hâlâ bulamadı. Çocuğumuza hamileyken klasik müzik ya da İngilizce dinlettiğimizde, doğum sonrasında bunun yararlarını görmekteyiz. Çocuk anne karnındayken masal anlattığımız ve konuştuğumuzda, doğan çocuğun sözel anlamda daha gelişmiş olduğunu görmekteyiz.

Günümüzde çevremizdeki uyaranlar çok çeşitli ve çocuklar iki yaşına geldiğinde hem öz bakım ihtiyaçlarını karşılayabiliyor, hem de kendini ifade eder halde oluyorlar. Bu nedenle iki yaşını doldurmuş olan çocuk, eğer kendini ifade eder halde ise, mutlaka okul öncesi eğitime devam etmelidir.

Çocuğun sosyal, duygusal ve kişisel gelişimi, okulda daha fazla şekillenmektedir. Çocuk, anaokulunda en iyi oyun ortamını bulur, işbirliğini geliştirir, yaşıtlarıyla ilişkiye girer. Anaokulu çocuğu kendi hakkını korurken, paylaşmayı ve başkalarının özgürlüğünü zedelememeyi de öğretir. “Ben” ve “başkası” kavramlarının bilincine vararak, yardımlaşma ve işbirliği duygusunu geliştirir. Bu açıdan bakıldığında, en verimsiz anaokulunun bile, en iyi bakıcıdan daha iyi olduğunu kabul etmek gerekir.

Okul öncesi kurumunda bilimsel kurullar olmalıdır. Okul kurucusunun eğitimci olması, okul müdürünün diploma asarak varmış gibi görünmekten öte, gerçekten işleyişin içinde olması, öğretmenlerin donanımlı ve üniversite mezunu olmaları, bilimsel bakış açısına sahip olmaları önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra, branş dersleri ile çocuklar desteklenmeli ki, yedi yaşına geldiğinde çocuk, yetenekleri ve ilgi alanları gerçekçi bir bakış açısıyla belirlenmiş ve yönlendirilmiş; mutlu, çok yönlü ve kendini doğru bir şekilde ifade eden bir birey olsun.

Çocuğunuz için anaokulu seçerken nelere dikkat etmelisiniz…

Anaokullarının, çocukları ilköğretime hazırlayan kurum niteliğinde olmaları önemlerini daha da artırıyor. Peki, çocuğunuz için bir anaokulu seçerken nelere dikkat etmeniz gerektiğini biliyor musunuz?

Okul öncesi eğitim kurumuna gitmeden önce telefon edin. Çalışma saatlerini, tatil sürelerini, servis ve adres bilgilerini alın ve haber vermeden çocuksuz olarak gidin. Kurum hakkında bilgi sahibi olmak için en ideal vakit, sabah okula geliş ve çıkış saatleridir. Çocuklar okula mutlu geliyorlar mı? Kurumdan gitmek istemiyorlar mı? Veliler paylaşımda bulunuyor mu?

Beğendiğiniz kurum sayısını ikiye indirdikten sonra, çocuğunuzu da yanınıza alarak ikinci kez ziyaret edip, gideceği kuruma birlikte karar verin. Anaokulunda dikkat etmeniz gereken fiziki koşulları da şöyle özetleyebiliriz; İlk olarak mekânın ferah, temiz, gösterişsiz, bahçeli ve bol güneş ışığı alan bir yer olması gerekmektedir. Mobilyaların ve binanın ergonomik olmasına dikkat etmek gerekir. Örneğin, raflar çocukların boyunda mı, malzemelerin yerleşiminde öğrencinin güvenliğini tehlikeye atacak unsurlar var mı, binanın çevre güvenliği sağlanmış mı?

Anaokulunun yöneticisine de dikkat etmek gerekir. Okul yöneticisinin, üniversitelerin okul öncesi çocuk gelişimi ya da çocuk psikolojisi veya pedagoji bölümlerinden mezun olması; mesleki deneyimi, ulusal ve uluslararası gelişmeleri takip edip, hizmet içi seminerlere katılması ve tam zamanlı okulda bulunması gerekir.

Okul öncesi kurumların Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ya da Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ruhsatlı olması gerekiyor. Ruhsat herhangi bir yerde asılı değilse, olup olmadığını mutlaka sorun ve görmek istediğinizi belirtin.

Birlikte yaşama ve çalışmayı öğrenirken, çocuğun ayrıntılarıyla kopya edeceği, sağlıklı bir öğretmen modeline de ihtiyacı vardır. Bu sebeple, anaokulu öğretmeninin olumlu bir model oluşturmasının yanında, yeterli düzeyde pedagojik formasyona da sahip olması gerekir. Çocuğunuzu eğitecek öğretmenler konusunda da bilgi sahibi olmanızda yarar var. Okul öncesi öğretmenlerinin, çocukları sevmesi ve güler yüzlü olması ön koşuldur.

Çocuğun devam edeceği okul öncesi kurumda yaş grubuna uygun sınıf bulunmuyorsa, kesinlikle bu eğitim kurumunu düşünmeyin. Çünkü her çocuğun gelişimi birbirinden farklı olsa da, kendi yaş grubu içinde çocuğun gelişimi daha olumlu yönde olacaktır. Özellikle küçük çocukların daha büyük yaştaki çocuklarla bir arada olması uygun değildir.