Pace Çocuk Sanat Merkezi’nde özgür ruhlu çocuklar yetişiyor

Yazar: Yeliz Sancaktaroğlu

Çocukluk; en masum, en meraklı, en hayalperest, en maceraperest, en yaratıcı, en saf yönlerimizin yoğun olduğu zamanlardır. Ülkemize ve milletimize çağdaş adımlar atabilecek evlatlar, geleceğimizin emanetidir. Anne ve babaların yaşadığı “Çocuğuma gelişiminde nasıl katkıda bulunabilirim?” ve “Okul öncesi eğitim için ne yapmalıyım?” gibi endişelere son veren Pace Çocuk Sanat Merkezi, kendini kısaca anaokulu öncesi eğitim ve sanata yönelik çalışmalarıyla ön planda tutuyor, küçük adımları geleceğe kültür ve sanatla hazırlıyor.    

Sayın Barış Karayazgan, bize kendinizden biraz söz eder misiniz?

Ben tam 33 yıldır çocuklarla sanat yapan bir sanatçıyım. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nde 1 yıl okuduktan sonra, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde 6 yıllık muhteşem bir tecrübenin ardından Amerika’ya yüksek lisans yapmaya gittim ve oradaki 4,5 yıllık yüksek lisans serüveni sonrası Türkiye’ye geri döndüm. 2005 yılında ise Pace Çocuk Sanat Merkezi’ni kurdum.

Pace Çocuk Sanat Merkezi

Merkezinizden kısaca söz eder misiniz?

Pace Çocuk Sanat Merkezi’nde yaptığımız her şey, tek bir cümleyle tanımlanabilir: Eğlenceli bir ortamda, sağlıklı malzemelerle, özgürce, yaratıcı tecrübeler yaşamak… Dikkat ederseniz bu cümlede sanat kelimesi geçmez, çünkü söylediğim her şey sanattan çok daha değerli. Biz sanatı bir araç olarak kullanırız. Çocukların sanat yaparken yaşadıkları çok özel ve farklı tecrübelerden kendilerini tam kapasite kullanarak, hem zihinsel ve duygusal hem de fiziksel, kültürel ve sosyal kazanımlar elde etmelerini çok önemsiyoruz.

Ailelerle konuşurken çok önemli iki noktaya değinirim. Birincisi, kesinlikle ama kesinlikle çocukların sanat yaparken yönlendirilmelerine ve müdahale edilmelerine karşıyız. O yüzden biz bir müdahalede bulunmaz ya da yönlendirmeyiz. İsteriz ki çocuklar geldiği zaman onlara sunduğumuz malzeme ve tekniklerle kendi hayallerindeki eserleri, kendi istedikleri şekillerde yapsınlar ve sonrasında da yaptıkları eserleri kendileri beğensinler. Bir başkasına, yani anne babalarına, öğretmenlerine ya da bizim gibi onlarla çalışan eğitimci arkadaşlara beğendirmeye çabalamasınlar. Bu onların eserleri, onların zevkleri…

İkinci çok önemli nokta ise bunu utanarak ama gururla söylüyorum ki, çocuklara saygıyla yaklaşırız. Çok önemli bir şey gibi görünmese de ne yazık ki Türkiye’de toplumumuzun güzel yanları olmasının yanında en kötü yanı, bence çocuklara saygı duymayan bir toplum olması. Biz buna özellikle çok dikkat ediyoruz. Çünkü yetişkinler olarak çocuklarımızı eğitirken bütün canlılara; insanlara, hayvanlara, doğaya yani tüm dünyaya saygılı olmaları konusunda hep bilgiler veririz. Ancak ondan sonra dönüp biz onlara saygı göstermeyiz. Ve ne yazık ki çocuklar da bunun fazlasıyla farkında. O yüzden ekibimizdeki herkes çocuklara saygıyla yaklaşır. Bu bizim için en önemli noktalardan bir tanesidir.

Bizleri hizmetleriniz konusunda da bilgilendirir misiniz?

Sanat merkezimizde plastik ve görsel sanatların tüm aktivite ve tekniklerini çocuklarla tanıştırmak için çaba gösteriyoruz. Bunların içerisinde seramikten heykele, resimden dokumaya, baskıdan mozaik çalışmalarına, ileri dönüşüm aktivitelerinden geri dönüşüm çalışmalarına kadar çok farklı etkinlikler var. Amacımız, çocuklara bu teknik ve malzemeleri öğretmekten daha çok onların bu teknik ve malzemeleri kullanırken yaşadıkları değişik tecrübeleri çeşitlendirmek. Kısacası, Pace Çocuk Sanat Merkezi’nde çocuklar eğlenceli bir ortamda, sanat vasıtasıyla çok özel yaratıcı tecrübeler yaşarken; kendilerini fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve kültürel olarak geliştirirler ve yaptıkları eserleri tamamen kendi ritimlerinde, kendi zevkleri ve ilgileri doğrultusunda yaparlar ve kendileri beğenirler. Bu da kendilerini başarılı hissettikleri bir süreç yaşamaları sonucunda olur. Çünkü bu süreçte bütün kararları verip, o kararların sonuçlarını da kendileri değerlendirmiş olurlar.

Pace Çocuk Sanat Merkezi

Çocuklara sanatı öğretmek, onlarla iç içe olmak nasıl bir duygu?

Öncelikle inanılmaz şanslı ve özel hissediyorum kendimi, çünkü çok severek ve inanarak yaptığım bir mesleğim var. Elbette çocuklarla çalışıyor olabilmek muhteşem bir duygu… Onların hayata olan muhteşem genişlikteki bakış açıları, enerjileri beni ve ekibimi de inanılmaz derecede pozitif etkiliyor. Aynı zamanda bu çalışma esnasında onların da yaşadıkları bu özel tecrübeyi gözlemleyebilmek bence büyük bir ayrıcalık. Bu süreçte sanırım biz onlardan, onların bizden öğrendiklerinden çok daha fazla şey öğreniyoruz. Bu da hayatın güzelliklerinden biri…

Kaç kişilik bir ekibiniz var?

Merkezimizde 3 kişilik bir ekip olarak çalışıyoruz ama aslında çok daha kalabalık bir ekibiz. Sanat merkezimizin dışında müzelerde, galerilerde, sanat merkezlerinde, alışveriş merkezlerinde, İKSV’nin düzenlediği bienallerde, yani çocukların olduğu her alanda çalışmalar da gerçekleştiriyoruz ve bu projelerin büyüklüğüne göre proje bazlı olarak da çalışan muhteşem bir ekibimiz var. Ekibimizdeki arkadaşlarımızın ortak noktası, herkesin iyi kalpli insanlar olması… Çünkü her şeyden önemli olanın, çocukların ve çocuklarla birlikte çalışacak insanların iyi kalpli olmaları gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca 4-5 yaşında Pace ailemize katılan ve zevkle sanat yapan çocuklarımız şimdi büyüdüler ve şu anda ekibimizin bir parçası bile oldular.

Kontenjanınız kaç kişi ile sınırlıdır?

Merkezimizde gerçekleştirdiğimiz sanat çalışmalarımızda gruplarımızı maksimum 12 kişiyle limitleriz. Fakat bazen sanat aktivitesi gerçekleştirip, pasta kestiğimiz doğum günü gibi özel aktivitelerde 30 kişiye kadar çıktığımız gruplarla çalışmalar yaparız. Ayrıca sanat merkezimize gelen okullarla çalışmalar gerçekleştirdiğimiz zaman, orada sınıfların tamamını birlikte alıyoruz. O çalışmalarda da 25 kişiye kadar çıkabiliyoruz. 25 kişinin üzerine çıktığımız zaman, grupları ikiye bölerek çalışırız.

Kaç yaşındaki çocuklar burada hangi sanatsal çalışmaları yapıyorlar?

Yaş grubu olarak ağırlıklı olarak 4-12 yaş grubu çalışmalarımıza katılır ama 3 yaş çocuklarıyla “Ailece Sanat” dediğimiz, ailelerinden bir yetişkinle beraber gelip çalıştıkları aktiviteler de yaparız. Bunun dışında uzun yıllardır farklı müze ve galerilerle yaptığımız çalışmalarda anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite gruplarıyla çalışmalar yaparız.

Pace Çocuk Sanat Merkezi

Merkez bünyesi çalışmalarınızdan paylaşacağınız ilginç bir anınız var mı?

Burada 1000 tane anım var mı diye sorarsanız, büyük bir zevkle daha fazlasını anlatırım ama yerimiz itibariyle 2 tane anımı anlatayım. İlk olarak, her yıl çocukların ailelerini toplayarak onlarla sanat üzerine, çocuklar üzerine konuşmalar ve paylaşımlar yaparız. Mert adında 5 yaşındaki bir çocuğumuzun annesinin bu toplantıda bizlerle paylaştığı hikayeyi anlatmak isterim. Cumartesi günü saat 10.00 grubumuza iki aydır katılan Mert, 3-4 haftadan sonra sabahın erken saatinde uyanıp, annesini “Hadi anne kalk, gecikmeyelim” diye iteklemeye başlamış. Her hafta bunu yapmaya başlayınca annesi; “Mert ne var bu sanat merkezinde, neden bu kadar çok gitmek istiyorsun?” diye sormuş. Mert’in verdiği cevap, 5 yaşındaki bir çocuk için çok özel gibi görünüyor ama ben gayet net biliyorum ki bütün çocuklar bunun farkında ve bilincinde. Mert, annesine dönüp şunu söylemiş: “Çünkü anne, orada ben olmama izin veriyorlar.” Bunu duyunca biraz üzüldüm açıkçası, çünkü izin vermek bizim haddimize değil ama Mert haklı. Biz çocuklara oldukları gibi yaklaşıyoruz ve onlara saygı duyuyoruz. O yüzden de Mert bizim yanımızda kendisi gibi olabileceğinin bilincinde olduğu için büyük bir zevkle geldiğini söylemiş annesine. Bence bu bütün yetişkinlere de çok muhteşem bir mesaj.

Beni derinden etkileyen, hayatımı değiştiren bir öğrenme tecrübesi yaşadığım hikaye ise Mardin’in Kızıltepe ilçesinde, 10 yaş çocuklarıyla bir çalışma yaparken yaşandı. Onlara dönüp, “Sizce sanat nedir?” diye sordum. Bu sorunun karşılığında 10 yaşındaki bir çocuk elini kaldırdı ve bana öyle bir cümle ile cevap verdi ki, bu beni derinden etkiledi. Okuduğum üniversitelerde 7 yıl sanat üzerine eğitimi aldım, 4,5 yıl da Amerika’da yüksek lisans eğitimimi gerçekleştirdim ama sanata hiç bu şekilde bakmamış, hiç bu şekilde olabileceğini düşünmemiştim. Bana dönüp; “Sanat, canı gönülden yapılan şeydir” dedi. Öncelikle sanatın ne olduğunu söylemiyor, onu bir şey olarak nitelendiriyor ama sanatın nasıl yapılması gerektiği konusunda çok önemli bir kelime söylüyor. Canı gönülden, yani her şeyini vererek; duygularını, düşüncelerini, bütün varlığını vererek, zevkle yaptığın şeyden bahsediyor ki bence sanatın bundan daha özel bir tanımı olamaz. Şu anda “Sanat nedir?” diye bana sorsanız, ben hemen bu dünyalar tatlısı 10 yaşındaki çocuğun bana verdiği tanımı paylaşıp, onu da referans göstermekten büyük bir mutluluk duyuyorum.

Son etkinlikler ve projeleriniz nelerdir?

Caddebostan Kültür Merkezi’nde 24 Ocak Salı, 26 Ocak Perşembe, 29 Ocak Pazar, 31 Ocak Salı, 2 Şubat Perşembe ve 5 Şubat Pazar günleri çocuklarla çok eğlenceli yaratıcı çalışmalar yapıyor olacağız. Tüm çocukları bu güzel deneyimi yaşamak için Caddebostan Kültür Merkezi’ne bekliyoruz ve Kadıköy Belediyesi’ne de bu imkanı sağladığı için teşekkür ediyoruz. Aynı zamanda kendi sanat merkezimizde de sömestr boyunca birer haftalık çok eğlenceli sanat kamplarımız olacak.

Okuyucularımıza son olarak neler tavsiye edersiniz veya ne söylemek istersiniz?

Sanat seven çocuklarınıza verebileceğiniz en büyük destek, onlara müdahale edilmeyecekleri özgür bir ortam sağlamanız ve aynı zamanda olabildiğince destek vermeniz. Eğer farklı çalışmalar yapmalarına olanak tanırsanız, ki minik bir örnek verebilirim, resim yapmayı çok seven bir çocuk bir gün masada resim yapabilir, bir başka gün masanın altına kağıdı yapıştırarak tersten resim yapabilir. Yani temelde yaşadığı tecrübeyi çeşitlendirirseniz, çocuğunuzun kazanımlarını da aynı derecede çeşitlendirmiş ve etkin bir hale getirmiş olursunuz. Onlara bu şekilde destek olabileceğinizi düşünüyorum. Çok çok sevgiler…

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın