Ressam Gülseren Südor ile Feneryolu’nda!

Yazar: Nusret Karaca

Kadıköy’de aramızda dolaşan öyle değerlerimiz var ki… Bilim insanları, kültür, sanat, edebiyat, müzik dünyasının önemli isimleri… Yıllar önce beni Haliç’ten Kadıköy’e yolculuğa çıkaran vapurun rıhtıma yanaşmasıyla birlikte başladı benim bu üretken insanlarla tanışmam. Birçok etkinlikte birlikte yer aldık. Sonrası yıllar içinde dostluklara dönüştü. İşte bu dostlardan biri de benim görev yaptığım Kadıköy Kız Lisesi’nden yıllar önce mezun olmuş ressam Gülseren Südor…

Birkaç yıl evvel, sanırım pandemi dönemi öncesiydi, ziyaret için geldiği Kadıköy Kız Lisesi’nin eğitim ve öğretime açılan ilk binası olan Mahmut Muhtar Paşa Köşkü önündeki bir bankta oturuyordu. Ayaküstü söyleştik. Yıllar önce okulda okurken resim öğretmeni Fatma Günal Hanım’ın önayak olması ile yaptığı, 1963’ten itibaren okulun duvarında asılı duran Atatürk resmini yıprandığı için boşaltılan köşkte görünce, hem çok duygulanmış hem de çok hüzünlenmişti. Tablo ile çerçevesi üzerindeki badana izlerini temizlemek ve restore etmek üzere aldı. Ben de “Bir tabloya yeniden hayat vermek” başlıklı bir yazı yazdım. Sanatçının Metro Han’da açılan “Zamanlar ve Katmanlar Arasında” adlı sergisini de 29 Aralık 2023 günü gezme şansım oldu. Şimdi Gülseren Südor ile Feneryolu’nda bir aradayız. Ve ben fırsat bulmuşken yine bu zaman dilimini değerlendirmek istedim.

Albrecht Dürer; “Sanat kainatın içindedir. Sanatkâr bunu oradan çıkarabilendir” der. Sizce?

Albrecht Dürer’in bu sözünü uzun yıllar öncesinde sanatımın yolunu çizerken ilke edinmişken, sizin bu soruyu sormanız ne denli güzel bir rastlantı. Evet, sanat gerçekten kainatın içindedir. Ancak onu bulup çıkarmak da o denli zordur. Öncelikle içinizdeki araştırıcı, gözlemleyici sanat ateşinin yanıyor olması gerekir. Kainat, sanatın temel taşıdır. Olmazsa olmazıdır. Örneğin; bulut resmi yapacaksınız ama bir sanatçı olarak yalnızca gördüğünüzü fotoğraf makinesi gibi birebir resmetmeyip, kendinize özgü bulut olarak resmetmeniz gerekir ki sizin bulutunuz, sizin imzanız kadar özgün olsun. Sonuçta evrenden cımbızlayarak aldığınız, orasını burasını kırparak, ekleyerek yarattığınız sanatsal bir nesneye dönüştürmeniz gerekir.

Peki, resim sizce kelimesiz bir şiir midir? Horatius yıllar önce söylemiş bunu.

Bence şiir de gerçek malzemesi kelimeler olsa da renk, biçim, nesne ve çizgilerin kullanılmadığı, kelimelerle oluşturulmuş bir çeşit tablodur. Tüm sanat dalları birbirleriyle o denli ilintilidir ki bazen şiir gibi resim, resim gibi şiir denilir. Birinde kelimeler diğerinde renkler, biçimler, nesneler, notalar, malzemeler, sesler, her şekilde tüm sanat dallarında da kullanılan elemanlardır. Her sanat eseri, konularını evrenin özünden alınanlar kadar diğer sanat dallarından da etkilenerek, sanatçının kendi akıl, gönül süzgecinden, hayal dünyasının güdümünde alıntılarla geçirilerek yaratılır.

Sizce resim nedir?

Evet, benim için bir yaşam biçimi, bir tutku, vazgeçilmezim. Ancak genel anlamda ise resim; görsel hafızayı geliştiren, zevkini rafine kılan, düşündürürken eğiten, öğreten, bilgilendiren bir sanat dalıdır. Bu nedenle son derece önemli bir misyonu var ki çoğu kez göz ardı edilir, o da geleceğe kalacak bilgi aktarımıdır. Çünkü sanatçı, aynı zamanda çağını yansıtır. Bugün bizler insanların binlerce yıl öncesindeki tarihi özgeçmişlerini, yaşam şekillerini, savaşlarını, yazılı metinlerden olduğu kadar resim ve heykellerden de kullanılan mobilya, giyim-kuşam, alet edevat ve de hatta o zamanların hastalıklarını izleyip öğrenebiliyoruz. En önemli kanıt olarak da kadim Mısır piramitlerindeki duvar resimlerini gösterebilirim.

“Ben resim yaparken boyaları önce kendimle karıştırıyorum” diye bir söz kalmış belleğimde. Hangi ressamın anımsayamadım, bir kağıda not almıştım sözü. Ressamlar boyaları önce kendileriyle mi karıştırırlar? Ya da siz öyle mi yapıyorsunuz?

Ben de bu sözü söyleyen ressamın kim olduğunu bilemiyorum ama ne demek istediğini anlıyorum. Boyayı kendisiyle karıştırmayan ressam zaten olamaz. Bu ne demek? Ressam, resmin elemanlarından çizgi, leke, benek, her ne ile çalışıyor ise tüm bu elemanlar ile birlikte kullanacağı renkleri öncelikle içinde, yüreğinde hissedip, ona göre işe koyulur. Yani kendileriyle özdeşleştirirler, karıştırırlar.

Resim, siz ve eşiniz için bir tutku ötesinde bir yaşam biçimine dönüşmüş. Doğru mu söylüyorum?

Teoman ve ben 1966 yılından, yani benim İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Atölyesi’ne girişimden bu yana aynı hocadan aynı sanatsal eğitimi birlikte aldık ve uzun yıllar birlikte yürüyeceğimiz yola koyulduk. 1969 yılında evlendiğimizden bu yana da aynı yaşamı, evi ve atölyeyi paylaşıyoruz. Doğaldır ki ikimizin ortak paydası, önceliği daima sanatımız olmuştur. Biz resme gönül vermiş iki sanat neferiyiz. Bu hep böyle oldu, ümit ederim ki böyle de devam eder.

Güncel serginiz “Zamanlar ve Katmanlar”dan bahseder misiniz?

21 Aralık 2023-18 Şubat 2024 tarihleri arasında İBB’nin sponsorluğunda Tünel Metro Han’da, Telga Südor Mendi’nin küratörlüğünde düzenlenen “Zamanlar ve Katmanlar” isimli sergim, benim 1963 lise yıllarından bu yana olan sanatsal yolculuğumun bir bölümünü kapsıyor. Şimdiye kadar ürettiklerimin ancak yüzde 13’ünü sergileme olanağı bulsam da yine de çok mutluyum. Açılışta eserlerime eşlik eden müzikleri ile çellist Sedef Erçetin ve gitarist Ricardo Moyano’ya sonsuz gönül borcum var. Bir de serginin oluşmasında İBB’nin baştan sona kadar olan çalışmalarını takdirle izlediğim genç kadınlardan oluşan ekibine ayrıca teşekkürlerimi sizin aracılığınızla iletmek isterim.

Kadıköy ve sanat?

Benim ailem 1957 yılından bu yana Kadıköylü. Babam Çengelköy’den sonra özellikle dört çocuğunun en iyi yaşam ve kültürel eğitim alacağı bu ilçeyi seçtiğini söylerdi. Çok da haklı çıktı. Evlatları olarak hepimiz üniversite mezunu olduk. Hala baba evim Moda’da, biz de Fenerbahçe’de oturuyoruz. Hem sanatsal olarak sinema, sanat galerisi hem de çok sayıda sanatçı dostumuzun olduğu, hala bir parça da olsa sayfiye havasını içinde barındıran, denizle bağı olan bir ilçe. Ve biz başka bir yerde yaşayamayız.

İleriye yönelik projeleriniz vardır, duracak gibi değilsiniz.

Çok projelerim var; daha doğrusu eşim, kızım ve damadım, biz hepimiz proje üretmeden duramayız. Daha önceden yazıp bitirdiğim bir desen kitabımı bastırmak istiyorum. Yurt içi ve yurt dışında oluşturulacak seri halinde sergilerimiz olacak.

Çalışmalarınızdan oluşan bir albüm ya da katalog oluşturmayı düşündünüz mü?

Evet, yılın son günlerinde beni çok sevindiren bir kitabım çıktı. Retrospektif sergim için pandemi öncesinden hazırlanmaya başlanan, Farmatek İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş sahip ve yöneticileri, sanat banisi Seyhan ve Hakan Yıldırım’ın sponsoru olduğu, 2023’ün son günlerinde baskıdan çıkan ve bugünlerde raflarda yerini alacak olan “Gülseren Südor Retrospektif 1963-2023” isimli, büyük bir emek ve araştırma sonucu ortaya çıkan, editöryel çalışmalarını Prof. Dr. Nükhet Güz ve Telga Mendi’nin, grafik düzenini taa Japonya’dan Türkiye’ye yetişerek çalışan İbrahim İlter’in, metinleri İngilizceye büyük bir itina ile çeviren Safa Adakul’un yaptığı, 436 sayfalık beni onurlandıran bir kitabım çıktı.

Söyleşi için teşekkür ediyorum.

Ben de size teşekkür ediyorum.

……

Evet! Yakın zaman önce yitirdiğimiz tiyatro sanatçımız Can Gürzap, “Sanat insan beyninin vitaminidir” demişti bir gazetedeki söyleşisinde. Bugün beslenip, gıdamı almış oluyorum o zaman. “Bir insanı besleyen damarlar neyse odur” derim yeri geldiğinde. Önemli olan o damarı bulmak. Ben Kadıköy’de o damarlardan besleniyorum. Tıpkı Haliç’te beslendiğim gibi…

….

GÜLSEREN SÜDOR KİMDİR?

1945 yılında doğan sanatçı Gülseren Südor, 1970 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’nden mezun oldu. 1970-1974 yılları arasında eşi ressam Teoman Südor ile birlikte önce dil eğitimi nedeniyle Perugia’da (İtalya), daha sonra sanat tarihi ve resim eğitimi için Roma’da bulundu. Yedisi İtalya ve Avusturya’da olmak üzere 70 kişisel sergi açan ve 200’e yakın karma sergi, biennal, triennal ve sanat fuarlarına katılan sanatçı, halen çalışmalarını Türkiye ve İtalya arasında sürdürmekte. Yapıtları çeşitli özel koleksiyonlarda ve müzelerde bulunmakta.

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın