Psikolojimiz enkaz altından nasıl çıkar?

Yazar: Kadir Toprakkaya

Işık Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan Pehlivan, bugünlerde hepimizin önce kendisine, sonra dostlarına sorduğu bu soruyu Kadıköy Life okurları için cevapladı.

Kahramanmaraş merkezli olan ve 9 saat arayla vuran iki şiddetli deprem, herkeste korku ve dehşet uyandıran duygulara sebep oldu. Depremlerin yarattığı olumsuz etkilerden, bireyler psikolojik anlamda etkilendiler. Işık Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan Pehlivan, depremlerin bireylerde sebep olabileceği travmatik etkilere dikkat çekerek, bu etkilerle baş etmenin yollarını paylaştı.

Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan Pehlivan
Gözde Ceylan Pehlivan

Depremin ani ve beklenmedik olmasından dolayı travmatik etkileri olabilecek bir doğal afet olduğunu dile getiren Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan Pehlivan; “Kişinin doğal afeti doğrudan yaşaması, olaya tanıklık etmiş olması, bir yakınını kaybetmesi, bir yakınının yaralanmış olması, olaylara yardım eden (müdahale eden) kişi olması, video izlemesi ile de olumsuz etkilenmesi doğaldır” diye konuştu. Deprem felaketi yaşayan bir kişinin, yaşadığı travmanın şiddeti ile ilişkili olarak farkında olmasa da ruh sağlığı uzmanı tarafından psikolojik desteğe ihtiyaç duyacağını vurgulayan Pehlivan, deprem felaketine maruz kalan kişilere nasıl destek olunabileceğine ilişkin bilgiler paylaştı.

MAĞDURLARI DİNLEYİN…

“Kişi, yaşadığı olumsuz durumu tüm ayrıntılarıyla paylaşmak isteyebilir veya hiç bu konu hakkında konuşmak istemeyebilir” diyen Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan Pehlivan, mağdurların duygularını, yaşadıklarını sadece kendileri aktarmak istediklerinde sükûnet içinde dinlemek gerektiğinin de altını çizdi.

ŞEFKAT İLE YAKLAŞIN…

Deprem sonrası insanların kendilerini dinleyen, güven veren, anlamaya çalışan, şefkatli birinin yanında olmasını istediklerini aktaran Pehlivan, kişilerin iyi hissetmediklerini söylediklerinde şefkat ile yaklaşılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

AFETZEDELERE SEVDİKLERİ İLE İLİŞKİ KURMALARINDA DESTEK OLMAYA ÇALIŞIN…

Gözde Ceylan Pehlivan; “Depremden olumsuz etkilenen kişilerin yakın arkadaşları ve sevdikleri ile ilişki kurmalarında yardım edin. Aileyi, çocukları, ana-babaları, diğer yakınlarını mümkün olduğunda bir araya getirin” ifadelerini kullandı.

Psikolojimiz enkaz altından nasıl çıkar

KİŞİLERİN TEMEL İHTİYAÇLARINI GÖZETMELERİ İÇİN DESTEK OLUN…

Kişilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamakta kendine yeterli hissetmeleri için cesaret verilmesi gerektiği uyarısında bulunan Işık Üniversitesi’nden Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan Pehlivan; mağdurları yemek, su, dinlenme gibi temel ihtiyaçlarını gözetmeleri noktasında desteklemenin önemli olduğunu söyledi.

MAĞDURLARI DEVLET VEYA DEVLET DIŞI ORGANİZASYONLARA YÖNLENDİRİN…

“Mağdurları ihtiyaçlarına göre yardım kuruluşlarına yönlendirebilirsiniz” diyen Pehlivan, hangi kurumdan nasıl destek alabileceklerini bilmelerinin çaresizlik ve yalnızlık duygusunu azaltacağını da belirtti.

BUNLARI YAPMAYIN!

Bu süreçte sepremden olumsuz etkilenen kişilerin kayıplar sebebiyle öncelikle şok tepkileri gösterebileceklerini, akabinde depresif bir süreç yaşayabilecekleri uyarısında bulunan Işık Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Gözde Ceylan Pehlivan, tüm bu süreçlerin içerisinde öfkenin de açığa çıkabileceğini aktardı. Mağdurların duygularını, yaşadıklarını anlatmaya zorlamanın, depremden olumsuz etkilenen kişilerin iyilik hallerine olumlu katkıda bulunmayacağına dikkat çeken Pehlivan; “Her şey iyi olacak”, “En azından sen hayattasın” gibi söylemlerde bulunmanın da hatalı olduğunu dile getirerek, yapılmaması gereken diğer davranışlar hakkında da şunları söyledi:

“Mağdurlara ne hissedeceğini söylemek de hatalı bir davranış olacaktır. Bunun yanı sıra depremden olumsuz etkilenen kişilerin yanında destek olma çabasındaki hizmetleri ve kurtarma aktivitelerini eleştirmemek gerekir. Bu eleştirileri duyuyor olmak, yalnızlık ve çaresizlik duygularını oluşturabileceği gibi en çok ihtiyaç duyulan umut duygusunun da zedelenmesine zarar verecektir. Sık sık deprem anı ve sonrası hakkında konuşmak ve deprem anı ya da sonrasına ait görüntüleri sık sık izlemek de önermediğiniz davranışlardır. Bu davranışlar ile depremden olumsuz etkilenen kişilerin tekrar tekrar travmatik anları tetiklenecektir. Ek olarak, deprem bölgesinde birebir depreme maruz kalmaksızın gelişmeleri takip etmek amacı ile sürekli deprem anı ve sonrası hakkında konuşmak ve deprem anı ya da sonrasına ait görüntüleri sık sık izlemek de kişilerde üstlenilmiş travma dediğimiz ikincil travmaya neden olabilmektedir. İkincil travma, aslında adından da anlaşılacağı gibi travmatik olaya doğrudan maruz kalan değil, olaya şahit olan ya da yazılı-görsel medya aracılığıyla olayı izleyen kişilerin ‘travmatize’ olduğunu ifade eder. Tam da bu noktada belirtmek gerekir ki, doğrudan travmatik yaşantıya maruz kişilerin verebileceği psikolojik ve fizyolojik tepkileri verebilirler. Son olarak, ikincil travmanın oluşmaması ya da gelişmemesi adına dikkat edilecek hususlardan ilki de yazılı-görsel medya aracılığıyla görüntülere maruz kalmamaktır.”

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın