Cildinizi besleyerek yaşlanmayı geciktirin

Yazar: Haber Merkezi

Medicana Ataşehir Hastanesi’nden Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Doğan; cilt sağlığı, yaşlanma ve sağlıklı yaşlanma için tüketilmesi gerekenler hakkında açıklamalarda bulundu.


Yaşlanma, çevrenin fizyolojisine ve psikolojisine uyum sağlama yeteneğimizin giderek azalması olarak tanımlanabilir. En büyük organımız olan cilt; yaş, ultraviyole radyasyon maruziyeti ve kimyasal kirlilik nedeniyle bariz yaşlanma belirtileri gösterir. Bilim ve teknolojinin gelişmesi ve insan yaşam standartlarının artmasıyla birlikte insanlar, cilt yaşlanmasına daha fazla dikkat etmekte ve onu daha iyi anlamaya çalışmaktadır. Başta kadınlar olmak üzere birçok kişi, günlük harcamalarının önemli bir bölümünü cilt yaşlanmasını geciktirmek için kozmetik uygulamalar ve ilaçlara harcıyor. Bu büyük talep, cilt yaşlanmasının önlenmesi ve tedavisine yönelik araştırmaları yönlendirmeye devam ediyor.

Cilt yaşlanması, kronolojik yaşlanma ve foto-yaşlanma olarak ikiye ayrılabilir. Adından da anlaşılacağı gibi cildin kronolojik yaşlanması, vücudun her yerinde meydana gelir. Vücudun ışığa maruz kalan bölgelerinde foto-yaşlanma da olur. Kronolojik yaşlanma ve foto-yaşlanma, birbiriyle ilişkili olmasına rağmen farklı klinik belirtilere ve patogeneze sahip süreçlerdir. Kronolojik yaşlanma, genellikle belli bir yaştan sonra ortaya çıkar ve etnik köken, birey, cilt bölgesi gibi faktörlerden etkilenir. Esas olarak kuru cilt, elastikiyet eksikliği ve ince kırışıklıklar ile karakterizedir. Histolojik özellikler arasında epidermal atrofi, dermal fibroblastların ve kollajen liflerinin sayısında azalma, gevşeme, incelik ve hatta düzensiz fonksiyon yer alır.

Foto-yaşlanma; cilt kırışıklıkları, cildin gevşemesi, cildin pürüzlü olması, sarımsı veya grimsi-sarı, kılcal genişleme ve pigmentli leke oluşumları şeklinde kendini gösteren ultraviyole radyasyona uzun süre maruz kalmanın neden olduğu bir durumdur. Foto-yaşlanma, ultraviyole ışığın dalga boyuna bağlı olarak değişik seviyelerde matriks metaloproteinazların üretimini teşvik ederek cilt kollajeninin hidrolizini hızlandırır, doku tahribatı ve dermal hücre dışı matriksin ilerleyici dejenerasyonuna yol açar. Ultraviyole hyaluronik asit sentezini inhibe eder.

YAŞLANMA GECİKTİRİLEBİLİR Mİ?

Son yıllarda yeme alışkanlığı ile cilt sağlığı yakından ilişkilendirmiştir. Klinik araştırmalar, beslenme düzeylerinin ve yeme alışkanlıklarının cilt sağlığı ve yaşlanma üzerindeki etkisinin çok önemli olduğunu göstermiştir. Genç ve sağlıklı cildi korumak için sağlıklı bir diyet tanımlamalı ve diyetin yaşlanmadaki rolünü anlaşılmalıdır.

SAĞLIKLI YAŞLANMAK İÇİN NELER TÜKETMELİYİZ?

  • İlk olarak su, vücudun hayati bir bileşenidir. Vücutta ve hücrelerdeki su, vücut hacmini korur ve vücut ısısını düzenler. Vücutta su eksikliği, doku dehidrasyonuna ve fonksiyonel bozukluklara (yaşlanma ve iltihaplanma gibi) neden olabilir. Cildin canlı görünümü, vücudun nem durumunun doğrudan bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Peki, her gün ne kadar su cilde iyi gelir? Araştırmalar, günde 2 litreden fazla su içmenin cilt fizyolojisini önemli ölçüde etkilediğini ve cildin yüzeysel ve derin hidrasyonunu desteklediğini gösteriyor.
  • Eser elementlerden demir, iyot, çinko ve bakırın vücuttaki toplam ağırlığı yüz binde/bir ile milyonda/5 kadar olmasına rağmen güçlü fizyolojik ve biyokimyasal etkilere sahiptir. Çinko, derinin ihtiyaç duyduğu önemli eser elementlerden birisidir. Keratonositlerin çoğalması ve deri hasarının onarımında ihtiyaç duyulan bir elementtir. Çinko vücutta depolanmadığı için günlük almak gerekir. Vejeteryan ve vegan değilseniz, günlük 100 gram kırmızı et, ihtiyacınızın yarısını karşılar. İstiridye, midye ve karides, çinko açısından zengin deniz ürünleridir. Nohut, mercimek ve fasulye, baklagiller arasındaki çinko şampiyonlarıdır. Kabak çekirdeği, keten tohumu ve susam gibi tohumlar, günlük çinko ihtiyacının yüzde 30’unu karşılayabilir. Çinko içeren bir diğer ürün bitter çikolatadır.
  • Klinik araştırmalar, bakırın cilt elastikiyetini iyileştirmeye, yüzdeki ince çizgileri ve kırışıklıkları azaltmaya ve yara iyileşmesini desteklemeye yardımcı olduğunu göstermiştir. Organ etleri, bakır açısından çok iyi kaynaklardır. 50 gram ciğerle günlük ihtiyaçtan daha fazla bakır alınabilir. Deniz ürünleri ve kepekli tahıllar de bakır açısından zengindirler.
  • Selenyum, keratinosit gelişimi ve işlevi için gereklidir. Selenyum eksikliğinde güneşin zararlı etkileri daha belirgin görülebilir. Selenyum; yağlı tohumlar, kabuklu yemişler, tavuk ve deniz ürünlerinden temin edilir.
  • Vitamin eksiklikleri cilt sağlığını etkiler. C vitamini cildin nem oranını korurken, ince kırışıklıkları azaltarak daha ışıltılı bir cilt sağlar. Kırmızı acı biber, frenk üzümü, kabuklarıyla beraber tüketilen bir adet limon, günlük C vitamini ihtiyacını karşılayabilir.
  • E vitamini, çok güçlü bir antioksidandır. Güneşin zararlı etkilerinden korunarak foto-yaşlanmayı geciktirmek için günlük 8-10 mg alınmalıdır. Vücudun E vitamini ihtiyacı zeytinyağı, fındık yağı gibi bitkisel yağlardan; ayçiçeği çekirdeği, badem gibi yağlı tohumlardan; ıspanak, tere, maydanoz, marul, brokoli gibi yeşil sebzelerden ve beyaz etten karşılanabilir.

Medicana Ataşehir Hastanesi
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı
Prof. Dr. Fatih Doğan

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın