Moda Mahmut Muhtar Paşa Köşkü için mutlu haber!

Yazar: Nusret Karaca

27 yıl… Evet, tam 27 yıl görev yaptığım; eğitim, öğretim, sanat, edebiyat alanlarında yönetici, öğretmen, Okul Aile Birliği, Mezunlar Derneği ve duyarlı velilerimizle birçok etkinliğe imza attığımız, aidiyet duygusuyla bağlı olduğum köklü bir camia Kadıköy Kız Lisesi (şimdiki İstanbul Kadıköy Lisesi)… 1957’de Tarihi Mahmut Muhtar Paşa Köşkü’nde eğitim ve öğretime kapılarını açan kurumda eğitim ve öğretim, son yıllarda köşkün her geçen gün yıpranması nedeniyle ek binalarda sürdürülüyor. Hatta daha doğrusu deniz tarafındaki tek binada; çünkü Moda’ya bakan taraftaki bina, okulları tadilatta olan öğrencileri misafir ediyor, onların kullanımında.

Bir tarih öğretmeni ve bir yazar olarak tarihi köşkün kötü bir durumda olmasını hiç içime sindiremedim. Doğrusunu söylemek gerekirse, duyarlı belli bir kesim dışında bu tarihi eseri koruma ve yaşatma konusunda çok ilgilenen de olmadı. Yerel ve ulusal basından katkılar, özellikle yerel basından Kadıköy Life, Gazete Kadıköy ile sanat dergilerinden Bahariye Sanat, Bosphorus Sanat, Sanat Yaprağı, Fora Post başta olmak üzere okuldaki etkinliklere konuk olan yazar, şair, sanatçı dostlarımız, sivil toplum kuruluşlarından duyarlılıkla yaklaşanlar, sosyal medya paylaşımlarımız karşısında ilgi gösteren, yardım için koşulları zorlayan bir kısım mezun öğrenci…

Mahmut Muhtar Paşa Köşkü

Sorumluluk bilinciyle, kuruma aidiyet duygusuyla yaklaşan yönetici,ögretmen ve okuyan ögrencilerimizi diğerlerinden ayrı bir yere koymak gerekir bence. Her emek veren, kendi emek oranı kadar övgüyü hak ediyor bana göre, az ya da çok! Bir işin içinde olmak!

Ve… 3 Mart 2022 günü öğretmen arkadaşım Ahmet Salih Güneş’in müjdesi ulaşıyor telefonuma. Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Turan İpşiroğlu imzalı bir yazı, “Kadıköy’de Restorasyonuna Başlanılacak Okullar” içerisinde Mahmut Muhtar Paşa Köşkü (Moda/İstanbul Kadıköy Lisesi) de yer alıyor. Ahmet hocam emeklerimizin, uğraşlarımızın karşılığını aldığımızı anlatan bir de not iletmiş. Haberi bu konuda çok uğraş veren, Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 5 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan restorasyon kararı raporunun çıkmasındaki bürokratik işlemlerde baş rolü oynayan eski Mezunlar Derneği yöneticilerinden Fatoş Karataş Bağçe’ye ilettim. Telefondaki sevincini anlatamam, gözyaşlarına boğuldu. Sessizce gözyaşının dinmesini bekledim. Öyle ya, birlikte az emek vermedik.

Konuşmanın ardından Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne teşekkür ve binanın yine eğitim, sanat amaçlı kullanılması dileğimi belirten bir e-posta attım. Gerçekleşmesi en büyük dileğimiz. B. Brecht’in “Mücadele eden yenilgiye uğrayabilir, etmeyen baştan yeniktir” sözü kalmış belleğimde. Bizimkisi öyle bir şey! “Gerçek sevgi her zaman yaratır, hiçbir zaman yıkıma uğratmaz” der Leo Buscaglia. Biz de onun için çabalıyoruz. Umarız eğitim, öğretim ve tarihi eserlerimizi, camialarımızı yaşatmak açısından her şey güzel olur!


KADIKÖY KIZ LİSESİ’NDEN İSTANBUL KADIKÖY LİSESİ’NE…

1993 yılında yılında cadde tarafındaki kapısından içeriye girip, 27 yıl gururla görev yaptığım, aidiyet duygusu ile bağlı olduğum bir kurum Kadıköy Kız Lisesi (KKL), şimdiki adıyla İstanbul Kadıköy Lisesi (İKL)… Tarihi köşk binası ve ek iki binası ile okulun tüm birimlerinde eğitim ve ögretim adına yönetici ve öğretmen arkadaşlarım, aile birliği, öğrencilerimiz ve bize güvenip, destek olan velilerimiz ile birçok etkinliğe imza attığımız, benim için unutulmaz anılarla dolu bir camia…

Kuruma birçok konuk davet ettik, çok sayıda sanatsal, kültürel, sportif, bilimsel etkinlikler gerçekleştirdik, dostlar edindik. Öğrencilerimizi en iyi şekilde yetiştirmeye gayret gösterdik. Bir arada kurumla ilgili çok şeyler okuduk, dinledik, araştırdık. Her bilgiyi değerlendirdik. Burada çok kısa bir bölümünü paylaşmak istedim. Kaynakların bir kısmını da not düşerek… Özetlerin özeti gibi bir şey! Paylaşılmış ve yaşanmış, yaşatılmış her güzel an için… Vefa, aidiyet duygusuyla ve de hoşgörünüze sunarak…

KADIKÖY KIZ LİSESİ (İSTANBUL KADIKÖY LİSESİ)

İstanbul Kadıköy Moda’da bulunan, şimdiki adıyla İstanbul Kadıköy Lisesi, 1957 yılında Kız Lisesi olarak eğitim ve öğretime açılmıştır. 10 dönümlük arazi üzerinde 3 bina bulunmakta. 300 öğrencilik pansiyon bölümü, konferans ve kapalı spor salonları, laboratuvarları, resim ve müzik odaları, asırlık ağaçların bulunduğu geniş bahçesi ile Moda Caddesi’nden denize kadar uzanır. Okulun üç binasından bir tanesi olan Mermer Konak (Mahmut Muhtar Paşa Köşkü), ayrı bir önem taşımaktadır. Mahmut Muhtar Paşa’nın mirasçıları tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na satılan Mermer Konak, 1890-1891 yıllarında yapılmıştır. Diğer iki bina, 1969 ve 1972 yıllarında konağın bahçesine ilave olarak yapılmıştır. Bunlardan deniz tarafındaki bina, 17 Ağustos 1999 depreminde hasar görmüş ve kullanılamaz duruma gelmiştir. Bu nedenle pansiyon binasının, spor salonunun ve deniz tarafındaki derslik binalarının Eğitime Fiziksel Katkı Projesi (EFİKAP) içerisinde Temmuz-Aralık 2002’de İstanbul Menkul Kıymetler Borsası tarafından takviye ve onarımı yapılmıştır.

1996-1997 eğitim ve öğretim yılında yabancı dil ağırlıklı bölüm açılmış olup, bu bölümden ilk mezunlar 2000 yılında verilmiştir. 2002-2003 eğitim ve öğretim yılından itibaren karma eğitime geçilmiş, İl Milli Eğitim Komisyonu’nun 30 Aralık 2002 tarih ve 32 sayılı kararı ile adı “Kadıköy Lisesi” olarak değiştirilmiştir. 2003-2004 eğitim ve öğretim yılından itibaren yatılı öğrenci kapasitesi 100’e düşürülmüş ve bu sayı da giderek azalmaktadır. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nün 8 Mayıs 2008 tarih, 4387 sayılı yasa ve Valilik oluru ile Kadıköy Lisesi kademeli olarak kapatılarak, 2008-2009 eğitim ve öğretim yılından itibaren tarihi bir okul olması nedeniyle adının korunarak Anadolu Lisesi statüsünde Kadıköy Lisesi’nin açılması, 7 şube toplam 210 öğrenci alınması, okula bağlı pansiyonun kız öğrenci pansiyonu olarak kullanılması kararlaştırılmıştır. İl Milli Eğitim Komisyonu’nun 12 Haziran 2008 tarih ve 8 sayılı kararı ile Kadıköy Lisesi olan ismimiz “İstanbul Kadıköy Lisesi” olarak değiştirilmiştir. 27 Şubat okulun kuruluş yıldönümü olup, her yıl şubat ayının dördüncü pazarı, okulun geleneksel “Simit Sahlep Günü” olarak kutlanmaktadır.

Okulun caddeye bakan üst tarafındaki pansiyonlu bina, son yıllarda değişik okullar tarafından kullanılmaktadır. Binalarının yenilenmesi projesi kapsamında sırasıyla Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, İstanbul Fen Lisesi, Erenköy Kız Lisesi’nin misafir olarak kullandığı binada, şimdi ise Kadıköy Anadolu Lisesi (Maarif Koleji) öğrencilerinin bir bölümü eğitim ve öğretim görüyorlar. Köşk için uğraş veren bir kısım eğitimci, Mezunlar Derneği (özellikle Fatoş Karataş Bağçe) ve yerel basının yıllar süren çabaları sonucunda 2017 tarihinde restorasyon izni çıkmasına rağmen, bu tarihi yapıda henüz bir çalışmaya başlanılmamıştır.

MAHMUT MUHTAR PAŞA KÖŞKÜ (MERMER KONAK)

Kadıköy’de Mermer Konak diye bilinen Mahmut Muhtar Paşa Köşkü, Tanzimat Dönemi (1838-1856) sonrasında Türk limanlarında ticaret yapan Levantenlerin en gözde semtlerinden biri olan Moda’da, 1870’lerde Alfred Frederic James Barker adında Fransız asıllı bir İngiliz tarafından şu anda ismi bilinmeyen İtalyan bir mimara yaptırılmış. A.F.J Barker, Türkiye’de ticaret ile uğraşırken Osmanlı Bankası ile çalışmış. 1886-1896 yılları arasında bu binada ailesi ile yaşadıktan sonra, binasını Dimitri Veldemi adında bir Rum’a satmış. Osmanlı Sadrazamlarından Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın oğlu burayı almış ve Mısır Hidivi İsmail Paşa’nın kızı Prenses Nimetullah ile evlenerek konağa yerleşmiş. Nimetullah Hanım, köşk etrafındaki arsaları, evleri ve dükkanları da satın almış. O güne kadar sadece Levantenler tarafından yerleşim bölgesi olan Moda’ya Mahmut Paşa ile Türk aileler de yerleşmeye başlamış.

1897-1929 seneleri arasında aile köşkte yaşarken Gazi Muhtar Paşa, köşkün ısıtma sistemini oluşturmuş ve şebeke suyunu getirtmiş. Böylece -çok net hatırladığım- üzerinde kabartma desenli, büyük, muhteşem döküm kaloriferlerle ısınma sistemini çözmüş. 1908 yılında Anadolu yakasına henüz elektrik gelmemişken, Mahmut Muhtar Paşa bahçesine bir makine ve dinamo yerleştirerek köşke elektrik sağlamış.

Birinci Dünya Savaşı sırasında İngilizlerin işgali sırasında konağın haremlik kısmı, 7 ay boyunca İngiliz askerlerine tahsis edilmiş. 1952 sonrasında Mısır’daki ihtilali takiben hanedan varlıklarını kaybedince, aile İstanbul’daki köşke dönmüş. Mahmut Muhtar Paşa’nın devlete karşı kaybettiği bir dava sonucunda borçlu çıkması ile aile bu sefer tüm borçlarını ödeyebilmek için 9 dönümlük arazisi ile beraber köşkü 1.5 milyon lira bedelle devlete devretmiş ve Milli Eğitim Bakanlığı’na tahsis edilerek kamusallaştırılmış. 1864’te Fransız heykeltıraş Louis Domas tarafından yapılan, bugün Sabancı’nın Atlı Köşk’ünün önünde duran ünlü heykel ve Türkiye’nin ilk beş yıldızlı otellerinden Divan Oteli’nin simgesi haline gelen geyik heykelleri açık artırmalar ile satılarak, bu tarihi köşkün bahçesinden sökülüp, yeni sahiplerinin bahçelerine yerleştirilmişler.

Mahmut Muhtar Paşa’nın “Araplar bizi kovacak” şeklindeki endişesi her ne kadar kendisinin ve eşi Nimetullah Hanım’ın 1945’te bu dünyadan ayrılmalarına kadar gerçekleşmemişse de Necip ve Násır ihtilalleriyle son kral Faruk, Mısır’dan çıkarıldı ve Hidiv Ailesi’nin bütün mallarına el konuldu. Paşanın hayatta kalan çocukları, eski muhteşem yaşantı ve servetlerini kaybettiler.

Oldukça yüksek duvarlarla çevrili, amblemli demir bir kapıdan girilen Mahmut Paşa Konağı (Mermer Köşk); dikdörtgen planlı, neo-klasik üslupta, ihtişamlı yapı Moda’daki tarihi binaların çoğunda olduğu gibi dış cephesi taştan inşa edilmiş. Bina, Tanzimat sonrası dönemi sembolize eden Doğu ve Batı kültürlerinin karışımı etnik yapı kültürünü ve neo-klasik tarzı yansıtıyor. Bölgedeki diğer taş binalardan farklı olarak yapı tamamı ile mermer. Meşe parkeleri, yüksek tavanları ile de dikkat çekici. Moda Caddesi’ne açılan üç kanatlı kapı büyük olup, yanlarındaki küçük kapılar demir motiflerle işlenmiş. Ortalarında M.M. harflerinden oluşan inisiyaller vardır. Selamlıkta vekilharç ve yardımcılarının iki odası bulunur.

Bodrum, giriş, sofa ve bir cihannümadan oluşan Mermer Köşk’ün doğu, batı ve kuzeye bakan üç kapısı bulunmakta. Doğu kapısı hareme açılan konağın kuzeye bakan, dört sütunlu ana giriş kapısı ise selamlık bölümüne açılmaktadır. Giriş katında birbiriyle karşılıklı, aynı plana sahip 6 misafir odası bulunur. Konağın sofaya açılan 6 odası daha vardır. Onlardan biri Prenses Nimetullah, diğerleri de ailenin geri kalan bireylerine ayrılmış. Bu odaların duvar bezemeleri ve pencereleri dikkat çekicidir. Üçüncü kata ise hizmetçilerin kullandığı merdivenden çıkılır. Bu merdiven, aynı zamanda konağı mutfak ve servis odasına bağlar. Üçüncü kat, hizmetçilere yatak odası olarak ayrılmıştır. Binadaki ahşap işçiliği, 19. yüzyıl batı formundaki tavan ve duvar süslemeleri, Morano vitraylı pencereleri, işlemeli mermer merdiven korkulukları, porselen kapıları ve kapı tokmakları, her biri ince birer sanat eseridir.

Binanın okul olarak kullanıldığı ilk yıllarda döşemelerin zarar görmemesi için öğrencilerin terliklerle sınıflara girdiği bilinir. 1999 senesindeki deprem ile bina ciddi tahribat gördüğü ve tehlike arz ettiğinden Mahmut Muhtar Paşa Köşkü içine giriş yasaklanmıştır. Zaman içinde tadilat yapılamaması yüzünden oldukça tahrip olan bina, alınan özel izinlerle ara sıra dizi ve film çekimlerine kapılarını açmaktadır. (Dr. Müfid Ekdal, Mermer Konak’ın 1886’da bitirildiğinden söz eder.)

EMİRGAN’DAKİ AT HEYKELİ

Osmanlı Devleti’nin Bahriye Nazırı Mahmut Muhtar Paşa’nın eşi Nimetullah Hanım, Boğaz’da Abraham Paşa’nın iki çiftliğini satın alır. At heykeli, Anadolu yakası tarafındaki çiftliğinden Feneryolu’nda köşk bahçesine gönderilir. (Tahir Ekdal Sokak 7 nolu Kibar Apartmanı önü). O zamanlar bahçe çam, çitlembik ve kestane ağaçları ile doludur. Heykel daha sonra Nimetullah Hanım’ın Moda’daki Mermer Konak önüne yerleştirilir. 20 yıl kadar burada kalır. Aile bir müddet sonra bazı iç olaylarla sarsılır, ekonomik sorunlar başlar. Ardından da 1950 yılında Sabancı Ailesi tarafından satın alınır, Emirgan’daki köşk bahçesine yerleştirilir. At heykeli, 1854 tarihli Louis Daumas’un eseridir. Kalıpları F. Thiebaut tarafından hazırlanmış, J. Rovillard tarafından tunç olarak dökülmüştür.

SELMA VE YEGANE

Moda’da bulunan Kadıköy Kız Lisesi’nin bahçesindeki Mermer Konak tarihi içinde bugüne kadar sırrı tam olarak çözülememiş bir acı olay da yaşanmıştır. Nimetullah Hanım, Mahmut Muhtar Paşa ile evlenince bu köşkten ayrılmaz ve onu ikna eder, aile burada oturmayı sürdürür. Nimetullah Hanım, iyiliksever bir kadın olduğu kadar da otoriter olarak bilinir. Köşte yaşanan bir olay nedeniyle köşk çalışanları ondan çok çekinirler.

Mahmut Muhtar Paşa Köşkü

Selma ve Yegane, Nimetullah Hanım’ın en yakınındaki hizmetkarlarıdır. Gittiği her yere onları da götürür. Nimetullah Hanım’ın anahtarını boynunda taşıdığı ve yatak altındaki kutusunda sakladığı mücevherlerinin kaybolmasından Selma ve Yegane sorumlu tutulurlar. Bir anahtar uydurup, mücevherleri aldıklarına inanılır. Hizmetkarlar suçlamayı kabul etmezler. Köşk çalışanlarının anlattıklarına göre Selma ve Yegane, konağın bodrumunda suçlarını itiraf etmeleri için işkence görürler.

1911 yılının bir bayram sabahında, köşkte aniden bir telaş yaşanır. Mahmut Muhtar Paşa köşkün selamlığında, Nimetullah Hanım da alt kattaki salonda misafirleri ağırlarken içeri giren bir hizmetli, hüzünlü ve soğuk bir ses tonuyla Nimetullah Hanım’a konukların arasında Selma ve Yegane’nin öldüğünü söyler. Hizmetkarlar bu utançtan ya da gördükleri işkenceye dayanamadıklarından dolayı süblime içerek kendilerini zehirlemişlerdir. Nimetullah Hanım’a günlük işlerinde yardım eden ve Nimetullah Hanım’ın gittiği her yere götürdüğü bu iki hizmetçisinin ölüm haberine ilgisiz tavrı konukları şaşırtır. İki genç kız, köşkte bayramlaşma devam ederken, başlarındaki doktorun yardımıyla verdikleri yaşam savaşında tüm çabalara rağmen yaşamlarını yitirirler. Hizmetkarların hazin ölümleri, konakta yaşayanları derinden etkiler.

“Selma ile Yegane gerçekten suçlu muydu?” sorusu gizemini hala korur. Bilinen o ki Selma ve Yegane’nin kendilerine yapılanlara rağmen suçlamaları asla kabul etmedikleridir. Bu arada kızların hemen hastaneye kaldırılmaması ve konağa doktor çağrılmasının sebebi de vücutlarındaki işkence izlerinin anlaşılıp öğrenilmemesi düşüncesinden kaynaklanmış ve bütün bu olanlar köşk içinde kalmıştır.

KAYNAKLAR:

  • Görev yaptığım Kadıköy Kız Lisesi’nde (İstanbul Kadıköy Lisesi), Mahmut Muhtar Paşa Köşkü’nde ve 50. yıl etkinliklerinde Dr. Müfid Ekdal’ın ve okulun kültür sanat etkinliklerinde diğer konukların söyleşileri, “Kapalı Hayat Kutusu Kadıköy Konakları”, “Bir Konak Bir Ömür Bir Devir” (Dr. Müfid Ekdal), “Kadıköy Belediyesi-Kadıköy” (Dr. Müfid Ekdal), mahalle komşum ve bir dönem birlikte Gazete Kadıköy’e yazılar yazdığımız Dr. Müfid Ekdal ile Feneryolu sohbetleri, notlarım.
  • Mimar Levent Ersun yazıları (Gazete Kadıköy).
  • Kadıköy Belediyesi etkinlikleri.
  • Kadıköy Hafızası Platformu -Sunay Akın alıntısı-, Kadıköy Tarihi ve Kültürel Kent Belleği, KKL ve İKL (Köşk Tanıtım Kitapçığı -Basın Yayın ve İletişim Kulübü) ve sesli tanıtım videosu (kısa belgesel), KKL mezunları ve Mezunlar Derneği yazıları.

Mahmut Muhtar Paşa Köşkü

Nusret Bey, günaydın. Elinize sağlık. İzninizle bazı açıklamalar yapmak istiyorum. Kadıköy Kız Lisesi’nin 2002-2003 yılındaki onarımında, İMKB’nin Eğitime Fiziksel Katkı Projesi’nde Mahmut Muhtar Paşa Köşkü’nün restorasyonu da vardı. Onarım devam ederken restorasyon maliyetinin çok yüksek olması, o günlerde depremden zarar gören kurumların da fazlalığı nedeniyle projeden çıkarıldı. Bu durumu öğrenince okuldan bir heyet kurarak, İMKB Başkanlığı’nı ziyaret ettik. O zamanki Başkan Yardımcısı Osman Bey de Moda’da ikamet ediyormuş. Bizi kırmadılar, isteğimiz doğrultusunda Milli Eğitim Bakanlığı’na köşkün restorasyon maliyetini karşılayacaklarına dair yazılı başvuruyla istekte bulundular. Bunun üzerine Bakanlık, benden okulun olanaklarıyla proje çizdirmemi istedi. Araştırmam sonucunda proje maliyetinin karşılanabilmesi mümkün değildi. Bunun üzerine İTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Kürsüsü Öğretim Üyesi, okulumuz eski mezunlarından Yrd. Doç. Dr. Deniz Mazlum ile iletişime geçtim.

Deniz Hanım, yüksek lisans öğrencisi Defne Altınkaynak’a Mahmut Muhtar Paşa Köşkü’nün restorasyon projesini tez olarak verdi. Defne Hanım’ın babası da mimardı. Birlikte iki yıl çalışarak projeyi tamamladılar. Mimarlık Tarihi Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Ayla Ödekan da projeye destek verdi. Anıtlar Kurulu’nda bu proje değerlendirmeye alındı ama projede tadilat yapılması bahanesiyle iş uzadı. 2007’de Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, bana Kadıköy Belediyesi’nin Kültür Varlıkları Fonu’nda biriken paradan köşkün restorasyonunu yaptırabileceğini bildirdi. Bu isteği yetkililere ilettiğimde, İstanbul Özel İdaresi’nden arandım. Özel İdare olarak köşkün restorasyonunu üstleneceklerini söylediler. Bunun üzerine Özel İdare’den gelen mimarlar grubu, iki yıl köşk içerisinde yoğun çalışarak restorasyon projesini hazırladı. Takiplerim sonucunda İl Milli Eğitim’den ve Özel İdare’den bana söylenen, restorasyon çalışmalarında İstanbul’da 1. sırada olduğumuzdur. 2010 yılında ben okuldan ayrıldıktan sonra da benden sonra gelen yöneticilerin konuyla yakından ilgilendiklerine inanıyor, sonuca ulaşılamamasından dolayı da üzülüyorum. Okuldan ayrılırken köşkle ilgili çalışmalarımı bir dosya halinde Müdür Başyardımcısı Halit Bey’e vermiştim.

Bir diğer husus da büyük onarımla birlikte okulumuzun ismi “Kadıköy İMKB Lisesi” olmuştu. Bunun üzerine İMKB’ye bu ismin mezunlarımızın tepkisine neden olabileceğini, uygun görülürse İMKB katkısının okulun girişindeki bir panoda açıklanacağını, okulun isminin Kadıköy Lisesi olarak devam etmesini teklif ettim. Onlar da bu teklifi uygun gördüler. Bakanlığımızla yaptığımız temaslarda okulun ismi Kadıköy Lisesi oldu. Köşk 1999’da değil, 2003’te deniz tarafındaki binanın onarımı bittikten sonra teklifim üzerine eğitim ve öğretime kapandı. Çünkü yapı, yıpranması nedeniyle can güvenliği açısından tehlike yaratıyordu. Sevgi ve saygılarımla…

İbrahim Arısoy (KKL-İKL Eski Müdürü /16 Aralık 2021)


Mahmut Muhtar Paşa Köşkü

Restorasyon kararının ardından camiadan gelen bazı mesajlar ise şu şekilde:

  • “Harika haber… Fatoş Karataş Bağçe emeklerine, yüreğine sağlık… Öpüyorum o güzel yanaklarından.” (Zeynep Muslu)
  • “Değerli Nusret hocam, emeklerin unutulmaz. Köşkün restorasyonu icin çok yazdınız. Okulda Basın Yayın Kulübü çalışmalarınızı hepimiz biliyoruz. Sonuçta başardınız. Emeği geçen herkesi kutluyorum. (Halit Çıttır – KKL/ İKL Eski Müdür Baş Yardımcısı-Müdür Vekili)
  • “Nusret hocam merhaba, çalışmalarınız sonuçlar verdi.” (Ahmet Salih Güneş – İKL Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni)
  • “Eski bir mezunu olarak emeği geçen herkese, özellikle de size çok teşekkür ederim.” (Filiz Metel)
  • Muhteşem… Bıkmadan, pes etmeden gösterdiğiniz çabalarınızdan ve ev önemlisi bu büyük çabalarınızın karşılğını buldurabildiğinizden sizi çok tebrik ederim. Harikasınız, azmin zaferi!” (Semra Mısır Külahlı)
  • Emeğin ve sebat etmenin sonucu… (Alev Naime Güner – KKL/İKL Felsefe Öğretmeni)
  • Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Emeği geçen herkesi, başta siz ve Nusret Karaca hocamızı teşekkürlerimizle kutluyorum. Sağ olun, var olun. Hep daha iyi haberler alalım inşallah. (Tules Kan – KKL/İKL Milli Güvenlik Öğretmeni)
  • Güzel kalpli Fatoş Ablam, bizler için ne kadar önemli bir haber. Hayırlı olsun, emegine sağlık. Helal et hakkını… Emeği geçen herkese sonsuz teşekkür… Değerli hocam Nusret Karaca… (Burçin Karaman Yıldız – TV ve Radyo Spikeri / KKL Mezunu)
  • Sevgili Fatoş hanım, bu konuda yıllarca yapmış olduğunuz özverili çalışmalarınız için sizi ve emeği geçenleri yürekten kutluyor, teşekkür ediyorum. Bir özel teşekkür de katkılarından dolayı değerli öğretmen arkadaşım Nusret Karaca’ya… (Ali Çakır – KKL/İKL Matematik Öğretmeni)
  • Sevgili Fatoş Karataş Bağçe, gösterdiğiniz gayret ve çalışmalarınızın başarıyla sonuçlanmasından büyük sevinç duydum. Sizin sevinciniz, kendini o okula ait hisseden herkesin sevinci. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Nusret Karaca, emekleriniz ve gayretiniz için sizi de kutluyorum sayın hocam. (Veysi Şentürk – KKL/İKL Tarih Öğretmeni ve Müdür Yardımcısı)
  • Muhteşem bir haber, emeği geçen herkese teşekkür ederiz. İnşallah köşkümüzün güzel halini en yakın bir zamanda görürüz. (Nurten Özen Güçlü)
k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın