Yabancı bilim insanlarının isimleri Moda’da ölümsüzleştirildi

Yazar: Kadir Toprakkaya

Hayatta kalmak için Nazi faşizminden kaçıp, Türkiye’ye gelerek Moda’ya yerleşen, akademik çalışmalarını buradan yürüten Alman ve Avusturyalı bilim insanlarının isimleri, yaşadıkları Mühürdar Caddesi’nde anı plaketi ile ölümsüzleştirildi.

Kadıköy Belediyesi, Nazi zulmünden kaçarak Türkiye’de çalışmalarını yürüten bilim insanlarının yaşadığı sokağa anı plaketi yerleştirdi.  Plakette; “Türkiye’ye sığınarak İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin kuruluş döneminde görev alan, yurdumuzda ve dünyada bilimsel gelişmeye emeği geçen Fritz Neumark (1933-1951), Wilhelm Röpke (1933-1937), Alexander Rüstow (1933-1949), Alfred Isaac (1937-1951) ve Joseph Dobretsberger (1938-1941), yukarıdaki tarihler arasında bu sokakta yaşamıştır” ifadelerine yer verildi.

Yabancı bilim insanlarının isimleri Moda'da ölümsüzleştirildi

“MODA’NIN ALMAN PROFESÖRLERİ ÜZERİNE KONUŞULACAK ÇOK KONU VAR”

Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, Mühürdar Caddesi’ne yerleştirilen anı plaketinin önünde yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Moda’nın Alman profesörleri üzerine konuşulacak çok konu var. Birincisi, Türkiye’de üniversite reformu yapmak için 1930’lu yıllarda Almanya’dan hoca davet eden liderimiz, önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı miras burada. İkincisi, sonrasında Alman baskıcı yönetiminden kaçıp buraya gelen hocaların sığındığı, yaşadıkları Moda. Üçüncüsü, benim de hukuk fakültesinden mezun olduğum İstanbul Üniversitesi” dedi.

“BUGÜN TÜRKİYE’DEN ÖĞRENCİLER YURT DIŞINA GİDİYOR”

Odabaşı; Moda’da kimsenin fikrinden ve yaşam tarzından dolayı yargılanmadığına, suçlanmadığına, ötekileştirilmediğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nasıl ki 1930’lu yıllarda insanlar yine bu özelliklerinden dolayı Moda’da yaşamışlarsa, bugün de insanlar Kadıköy’e, Moda’ya yine bu özelliklerinden dolayı geliyor. Acı olan, bugün Türkiye’den bu hocaların yetiştirdiği öğrenciler artık başka ülkelere gidiyor. Keşke bugün burada İstanbul Üniversitesi Rektörü, Hukuk Fakültesi’nin, İktisat Fakültesi’nin dekanı da olsaydı. Burada olsaydı da öğrencisi olduğu hocasına sahip çıkabilseydi. Ancak siyasetten dolayı, korktuğundan dolayı buraya gelip, bu hocalara sahip çıkacak cesaretleri bile yok.  Üzücü olan bu…

SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIZ

Eğer biz bu insanların unutturulmamasını sağlarsak, bu bizim için bir başarı, bu bizim için bir onur. Kadıköy Belediye Başkanı olarak bu cümleleri söylüyorum, çünkü onlar Kadıköy’ü Kadıköy yapan değerler. Biz bunlara sahip çıkmak zorundayız. Belki bugün burada basit bir plaket gibi düşünülebilir ama bu plaket onlara duyduğumuz vefanın, onların bıraktığı mirasa sahip çıkma noktasındaki azmimizin veya mücadelemizin bir simgesi. Tekrar söylüyorum, keşke benim yanımda o hocaların yetiştirmiş olduğu bugünkü yöneticiler de olsaydı da bu vefayı hep beraber gösterseydik. Sizlere çok teşekkür ediyorum. İyi ki burada buluştuk ve bu anmayı gerçekleştirdik. Ve bir teşekkürüm de Hakkı Bilen hocaya. Kadıköy Belediyesi Kültür Yayınları’ndan çıkan ‘Moda’nın Mülteci Alman Profesörleri’ kitabını kime verdiysem ilgi ile okudular. Şimdi yeni baskısını da yapıyoruz. Kadıköy Moda’da böyle profesörlerin yaşadığını bilmeyenler, bu kitap sayesinde bunu öğrendiler.”

“BİZLERE ÖRNEK OLDULAR”

Törende konuşan Prof. Çiğdem Boz; “İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin hikayesini anlattığım bir film çekiyorum. Onların izlerini sürdük. Hafıza önemli, hatırlamak önemli. Ruhları şad olsun” derken, Prof. Dr. Ercan Eren ise şu açıklamalarda bulundu: “Wilhelm Röpke üzerine yazdığım bir makale ile alevlenen, Alman hocaların 1930’lı yıllardaki kaldığı yerleri tespit etme merakımın bu noktaya geleceğini hiç düşünmemiştim.  Gurur verici oldu.” Prof. Dr. Eyüp Özveren, güç dönemlerde Moda’ya gelen bilim insanlarının kendi aralarındaki farklılıklara karşın etkileşerek düşüncelerini olgunlaştırdıklarını ve bilime önemli katkı yaptıklarının altını çizdi. Prof. Özveren; “Moda’nın kimliğinin de önemli bir yanı da bu.  Türkiye’deki akademik ortamın gelişmesine çok büyük katlı yaptılar. Kadıköy kültürünün hoşgörüsünü birinci dereceden yaşadılar ve bugün de bizlere örnek oldular” diye konuştu.

Yabancı bilim insanlarının isimleri Moda'da ölümsüzleştirildi
NE OLMUŞTU?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1932 yılında bir üniversite reformu yapılmasını istemesi üzerine; Ord. Prof. Dr. Philipp Schwartz, Prof. Malche ve Dr. Reşit Galip öncülüğünde imzalanan protokol gereği bin 500’ü aşkın ordinaryüs profesör, profesör, doçent, asistan, teknisyen ve sanatçı Türkiye’ye mülteci olarak geldi. 1930’lu yıllarda bilim insanları ve sanatçılar Atatürk’ün, İsmet İnönü ve Celal Bayar hükümetlerinin yakın ilgisiyle ve tamamı ‘devlet memuru’ kimliğiyle güvence altına alınarak, yaşamlarına Türkiye’de devam ettiler. Alman akademisyenlerin birçoğu İstanbul Üniversitesi’nde, Ankara üniversitelerinde, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, Ankara’daki vekaletlerde ve hastanelerde görevlendirildi. Sözleşmelerinde üç yılda ders verecek seviyede Türkçe öğrenme mecburiyeti olan Alman profesörler; Beyoğlu, Bebek ve Moda semtlerini mesken tutular. Sağlıkçılar, yabancıların yoğun olarak oturduğu Pera’yı (Beyoğlu) ve hastane yakınlığı nedeniyle üniversite çevrelerini; fen bilimcileri, bir kısım edebiyatçılar ve hukukçular Bebek çevresini, çoğunluğu sosyal bilimler alanında olanlar ise Moda çevresini seçti.

k iletişim yayınları

Beğenebileceğiniz Diğer Haberler

Bir yorum bırakın